• İstanbul 18 °C
  • Ankara 19 °C

Naciye Alican’dan 75 Yıl Öncesinin 40 Adapazarlı Ailesi

Fahri TUNA


Gümrükönü Söyleşileri

 

1.Katanalılar? 84 yaşındayım. Eski Adapazarı’nı çok özlüyorum. Belki o da var ama aslında yaşımdan dolayı değil bu duygum. Daha yeşil, daha sıcak, daha insani bir Adapazarı vardı o zaman. Komşuluklar bambaşkaydı. Aile unvanı olarak bize Katanalılar derlerdi. Babamın babası, rahmetli Hafız Mehmet Efendi dedem Adapazarı’nda müderris olduğu için babamın antetli kâğıdında Müderriszade Abdülkadir yazardı. Pabuççular, herkesin bir veya iki katlı bahçeli evlerde oturduğu bir mahalleydi. Kiracı hiç tanımazdık, herkesin evi vardı. Ben ancak gelin olup Reji Sokağına taşındıktan sonra,ilk defa kiracılar ve kiracılık mefhumu ile tanıştım.  

Ben Pabuççular mahallesinde doğdum. Evimiz, İzmit Caddesi ile Eğri Sokağın birleştiği köşe başındaydı. Eğri Sokak 2 Numara idi adresimiz. Komşuluk ilişkileri fevkalade iyiydi. Çok yakınlık vardı hakikaten.

Soyadı kanunu çıktığı zaman babam eve gelir, ” şunu düşünüyorum, bunu düşünüyorum” diye bize söylerdi. Meselâ “Akalın” diye bir soyadı düşündüğünü biliyorum babamın. Bu sırada eşi, dostu babama; “ sen güler yüzlü bir adamsın, Güler soyadını al” diyorlar, o da ona karar veriyor. Babam öyle iyimser ve neşeli bir insandı.

2.Arap hafızlar

Karşımızdaki evde Arap hafızlar derler, Hafız Mustafa Efendi ve ailesi vardı. Kızları Dürdane hanım ve Adalet hanım idiler. Dürdane hanım İhsan Koçak ile (daha sonra belediye başkanlığı yaptı), Adalet hanım İhsan beyin kardeşi Ali Koçak ile evliydiler. Arap Hafız ile Cevat Adapazarlı amca çocuğu idiler. Çok güzel komşuluk ettik onlarla. Sanki bir ev gibiydik.

3.Hacımuharremağalar/Bahçıvangiller

Yine karşımızda Hacımuharremağalar/Bahçıvangiller’in evi vardı. Oğulları; Abdurrahman, Mehmed, İsmail, Münib efendiler, kızları; Emire, Hatice, Münibe, Habibe hanımlardı. Çark kenarında bahçeleri vardı. Bahçıvancılık yaparlardı. O nedenle soyadları Bahçıvangil idi. Hacı Muharrem ağa bir hanedan reisiydi. Oğulları, torunları, evlenmemiş ve dul kızları ile birlikte ayni evde yaşarlardı. Evde fevkalâde bir intizam vardı. Mutfak sorumluluğunu haftalara bölmüşlerdi. Her hafta hanımların biri mutfaktan sorumlu olurdu. Onlar da Boşnak’tılar. Saatçi Üzeyir, Münib efendinin oğludur. İsmail Efendi’nin kızı Nezahat (Hamdi Tokel’in eşi) arkadaşımdı.

Yeni Cami’den gelirken sağ yaka;

4.Dülger Recep Ustalar

Yeni Cami’den İzmit caddesine girdiğimizde sağ yakada şimdi yuvarlak bir bina var ya, işte orada Dülger Recep Usta vardı. Oğulları Kemal ve Rıza idiler.

5.Hıfzı Beyler

Beyler belli aralıklarla Bosna’dan gelmişler. Gelen Adapazarı’na yerleşmiş. Sağ yakada hep Bey’lerin evleri vardı. Onlar da Çerkezler gibidir. Aralarında hiyerarşi vardır. Herkes “Bey” olamaz, bey diye de hitab edilmezdi. Beyler, ağalar, efendiler vardı. Sağ yakadaki ilk bey Hıfzı Bey idi.

6.Sabri Beyler

Sağda ikinci evde Sabri Bey otururdu. Sonra Fedai soyadını aldı. Kurtuluş savaşında çok yararlılıklar göstermiş biriydi. Okul da yaptırmıştı. Fatma Hanım Sabri Bey’in kız kardeşiydi. Bu hanım Bosna’dan gelince Adapazarı’nda kendi adına bir mahalle mektebi açmış, halen”Fatma Hanım İlkokulu” adıyla var olan okulu Sabri Bey kardeşi Fatma Hanım adına yaptırmıştı. Sabri Bey’in kızı Hafize Hanım, Muhammed Bey’in oğlu Ömer Bey’le evlendi.

7.Kâmil Beyler

Sabri Bey’in evinden sonra aralarında hısımlık ta olan Kâmil Bey’in evi gelirdi. Ya bacanak, ya enişte–kayınbirader idiler. Kâmil Bey’in üç kızı bir oğlu vardı. Fethiye abla en büyükleri idi. Bizim Orta Mektep’teki sıra numarası ile “500 Melahat” dediğimiz Melahat vardı. Benim numaram da 1026 idi.

8.Muradi Beyler

Sonraki ev Muradi Bey’indi. Muradi Bey Sabiha Hanım’ın babası idi. Sabiha Hanım, Sabri Bey’in oğlu Halit Bey’in eşidir.

9.Muhammed Beyler

Muhammed Bey’ler Akar’lardır. Muhammed Bey’in oğlu Davut Bey, onun oğlu Asım, onun da oğlu Avukat Ziya Akar’dır.

10.Rıfat Beyler

Muhammed Bey’den sonra Rıfat Bey’in evi gelirdi. Bey’ler hep böyle sırayla, aşağı yukarı hemhudut yerleşmişlerdi.

Beylerden devlet memuriyetinde bulunan iki kişiyi hatırlıyorum. Ömer Bey hava subayı idi. Sabri Bey’in oğlu Fehim Bey ise bir ara orta öğretimde öğretmenlik yapmıştı. Damatlardan asker ve devlet memuru olanlar da vardı.

11.Kunduracı Zühtü Ustalar

İzmit Caddesinde Eğri Sokak karşısında Hacı Muharrem Ağa’lar, onlardan önce de Kunduracı Zühtü Usta’lar vardı.

İzmit Caddesi sol yaka;

12.Kâzım Şakir’ler/Berközler

Yeni Cami’den İzmit Caddesi’ne girildiğinde sol yakada Kâzım Berköz’ün evi vardı. Şakir Bey, Kâzım Bey’in ağabeyi, İstanbul’a yerleşmişti. Kâzım Bey ilk hanımı öldükten sonra Bosna’ya gitti, ikinci hanımı Semahat Hanım’ı oradan getirdi. On bir çocuğu vardı. İlk hanımından İsmet ve Behçet, Semahat Hanım’dan İzzet, Fuat, Nihat, Perizat, Nihal, Suat, Cihat, Varlık, Naşit. Varlık da Varlık Vergisi zamanında doğmuş. O zamanın Kocaeli Valisi (1940’lardan, İsmet İnönü döneminden söz ediyor) herkese vergi yazıyor. Krallık zamanı onların. Talimat geliyor valilere. Karakuşî, olsa olsa şuna şu kadar, buna bu kadar diye. Esnaf Uzun Çarşı’da ufak sandalyelerde karşılıklı otururlardı. Vali bey bir gün maiyetiyle çarşıdan geçmiş. Dükkânının önünde oturmakta olan Kâzım Bey ayağa kalkmamış. Öyle de erkek bir adamdı Allah rahmet eylesin. Hâlbuki o da Halk Parti’li. Başka da parti yok ya zaten. O zamanlar valiler ayni zamanda Halk Parti’sinin il başkanları. Her şey onlar, İsmet Paşa’nın temsilcileri. Vali Bey “kim?” diye sormuş, Kâzım Bey demişler. Varlık vergisi çıkınca, sanırım ipek fabrikası sahibi Cevat Adapazarlı’ya altı bin lira mı, sekiz bin lira mı vergi düşmüş. Adapazarı’nın zengini, mütegallibesi denince akla o geliyor. Kâzım Bey’e otuz bin lira. Kâzım Bey itiraz ediyor. Beşköprü’de biraz yeri var, manifatura dükkânı var, 11 tane de çocuğu var. “Ne insafsız, kimseye yazılmamış bir vergi bu, bana niye yazılıyor?!” Vali Bey haber yolluyor; “Bıyığını kessin, indireyim!” O da valiye haber gönderiyor;      “ Benim bıyığım otuz bin liradan fazla eder!” Kâzım bey mülk sattı, vergisini şakır şakır ödedi. O sırada oğlu olmuş, babam rahmetli de duymuş, demiş ki; “ Allah aşkına Kâzım Bey, oğlunun adını Varlık koy!” Öyle ahbaplıklar vardı o zaman. Sonra İsviçre’de okudu, doktor oldu, geldi. Naşit, Varlık, Cihat, Nihat ve Nihal halen sağlar. Mağaza öyle açıldığı için KâzımŞakirler derlerdi onlara. Ağabeyi Şakir, kendisi Kâzım hâlbuki.

13.Hacı Avdiç’ler/Aldinçler

Berköz’lerden sonra Aldinç’lerin evi vardı. Süleyman Aldinç’ler. Çok efendi aileydi onlar da. Süleyman Sudi’nin üç oğlu vardı. İsmet, Fikret ve Mithat. Uzun Çarşı’da Manifaturacı ve konfeksiyon dükkanları vardı. Akrabalık derecelerini bilmiyorum ama soyadları ayni olan Adapazarı’nın tek nikâh memuru Hüseyin efendi vardı. Hüseyin Aldinç. Onun çocuğu spor yazarı Orhan Şevki Aldinç, onun da kızı, şarkıcı Ayşegül Aldinç. Onların lâkabı İbrahim Efendiler’di. Aslında onlara Hacı Avdiçler derlerdi. Boşnak’ça Hacı Avdiç Türkçeye uymayan bir ad olduğundan Aldinç yaptılar.

14.Mümin Usta’lar

Üçüncü ev onlarındı. Mümin usta demirciydi. Babamdan gelir, çuvalla un alırmış. Babam niye öyle yaptığını sorunca; “Abdülkadir Bey, az götürürsem gözleri doymaz, çoluk çocuğun önce gözünü doyuracaksın, sonra karnı kolay doyar !” dermiş.

15. Müftü Arif Efendiler

Mümin Usta’lardan sonra Müftü efendi vardı. Avukat Kâmil Başkaraca’nın babası. O da Boşnak’tı ve çok muhterem bir insandı.

16.Canlılar

Müftü Arif Efendi’den sonraki evi Ömer Canlı aldı. Uzun Çarşı’da elbiseci idi. Oğlu Doktor Sadık Canlı var.

Sonra sırasıyla Asım-Hamdi Uzel’ler, Kolunsağ’lar, Çarıkçı’lar, Ahmet Babaoğlu’nun babası Hüseyin Efendi’nin evleri vardı. 

Yeni Cami’den Sakarya Caddesi sağ yaka;

17.Müzeyyen Hanımlar

Sağ yakada ilk Müzeyyen Hanım’lar vardı. Kızları eczacı Vedia Mühendis Kenan Bey’le evlenmişti.

Sonra Nalbant dükkânı ve sonradan babamın zahire mağazası ve kardeşim Pakize’nin evi olacak bina vardı. Daha sonra Fırıncı İslâm Efendi (eşi Cevahir Hanım Muzaffer dayımın baldızı idi) ve H. Ali Uzel’in evleri bulunuyordu.

18.Silâhçı Eyüp Sabriler

Kemal Paşa Okulu’nun köşe başında Silâhçı Eyüp Sabri Soysev’in evi vardı. Demek av malzemesi falan satıyor olmalı. Onun kızları vardı. Benim arkadaşım Nebahat, eczacı oldu ve Feyyaz Gür Adında bir eczacı ile evlendi. Semahat, Necdet Birgen’in eşi oldu sonra.

Onlardan sonra Kemal Paşa Okulu girişi meşhur Köfteci Mustafa ve daha ileride Hendek’li Asın Bey’in değirmeni, Aziziye Camii civarında Bilâl Ekmekçioğlu’nun evi bulunuyordu.

Yeni Cami’den Sakarya Caddesi sol yaka;

Yeni cami sokağı içinde meşhur aşçı Hacı Baba Hurşit Konuk’un ve tüccardan Yünüak’ların evi bulunuyordu.  Caddede annesi annemin dayıkızı olan Necdet Birgen’lerin evinden sonra dedem Emin Efendi’nin evi ve altındaki dükkânda pastane vardı. Sahibine nedense “Mins”derlerdi. Ölümünden sonra oğlu İsmail devam ettirdi. Daha sonra annemin dayısı “İsmail Begoviç” İsmail Ağa’nın evi, (Necip Güllü’nün kayınpederi) sonra sırasıyla Pilâv’ların,Ali ve Muharrem Bey’lerin evleri vardı. (Aydemir Horozlu’nun ailesi)

19.Tatar Mahallesi

Epeyce ilerideDericioğlu ailesinin evleri bulunuyordu. Lütfü, Şevki (Cevat Alican’ın kayınpederi) Fehmi ve Necmi Bey’ler. Ablaları memnune Hanım, Mustafa Aldinç ile evliydi. Yukarıya Erenler’e doğru tatar mahallesi vardı. Hayriye teyzemin kocası Tatar eniştem vardı benim. Kasap Zekeriya Koşucuoğlu. Yerliler oraya tatar Mahallesi derlerdi.

20.Başlar/Boşnak Mahallesi

Tatar mahallesinden sonraki mahalleye yerliler Boşnak Mahallesi derlerdi. Biz demezdik. İnsan kendi mahallesine Boşnak Mahallesi der mi? Hatta Menderes ilk defa geldiği zaman anons ediliyordu; “ Sayın başvekilimiz Boşnak Mahallesinden…” diye. Sağ tarafta mezbaha, sonra kabristan vardı.

21.Kahveci İhsan Tanyeri

Eskiden Şafak sokaktı, sonradan adı Sait faik Sokak oldu. Başında Kahveci İhsan vardı. Boşnak’tı o da.

22.Bakkal Hacı Cumalar

Hacı Cumalar derlerdi, Bakkal dükkânı vardı.

Yenicami’denGümrükönü’ne gelirken sağ yaka;

23.Ebulhüdalar/Tezemirler

Yeni Cami’den Gümrükönü’ne gelirken Ebulhüda’lar, Tezemir’ler vardı. Boşnak değildiler. Güzel bir evleri vardı. Çok efendi insanlardı. Ahmet, Abdurrahman ve Mustafa beyler. Onlardan sonra Fırın vardı. 

24.Hafız Mehmet Efendiler/Okurlar

Mehmet Efendi, Orhan Camii’nin imamıydı. Allah rahmet eylesin, rahmetli kayınbiraderim Hakkı Bey anlatırdı; “Ey ahali, ey müminler, Recep, Şaban, Ramazan derken geldi mübarek Bayram!” diye başlarmış söze her Bayram sabahı. O da Boşnak’tı. Çocukken hafızlık öğreniyor, arkadaşları var, oynayacak tabii. O zaman çıkmaz sokaktı orası. Amerika’da NBA’de oynayan milli basketbolcu Mehmet Okur’un dedesinin babası Hafız Mehmet Efendi’den bahsediyorum. Ezan okunurmuş, çocuk, oynuyor tabii daha, “Mehmet, haydi gel namaz kıl” dermiş annesi, “Ben hepsini kıldım sabah” dermiş. Kızı annemin ahiret kardeşiydi. Allah rahmet eylesin.

Daha ileride Hacı Berberlerin, Feyzullah Efendinin evleri vardı.

25.Dilmenler

Bizim meşhur Boşnak mahallesindendiler. Ali Dilmen’in annesi ve babası da Boşnak’tılar.

26.Bakkal Feyzullah Efendiler

Dilmen Oteli’ne gelmeden sağda, tam İstasyon’un karşısında bakkal Feyzullah Efendi vardı. Çoluk-çocuğu yoktu. Sonra Baytar Nazım Antikacıoğlu ve Dr. Ruhi Soyer’in binaları bulunuyordu.

27.Berkofça’lı Mustafa Efendi’ler

Onların evi de cadde üzerindeydi. Soyadları Sipahier’dir. Oğulları Avukat Salih Sipahier’dir. Çok severiz Salih beyi. Salih bey, Ekrem beyin (Eşi Ekrem Alican) her ölüm yıldönümünde bir hatim hediye eder. Allah razı olsun.

Berkofça Yunanistan’da imiş galiba. Şimdi Sipahier İşhanları var evlerinin yerinde.

28.Meserretçiler

Ben Meserret Oteli’nin sahibini tanımam. Kızlarını tanırım. Zerrin, Şükran, Nuran. Sokak içinde bahçeli evleri vardı. Ahşap oymalı, güzel bir evdi. Soyadları Türkoğlu idi. Zerrin avukattı. Şükran ben akrandı. Babaları işletirdi oteli. Sait Faik’in Meserret Oteli diye çok güzel bir hikâyesi var.

Yenicami’denGümrükönü’ne gelirken sol yaka;

29.Keremzadeler

Şimdi meydan olan yerde Keremzade’lerin evi vardı. Vilayetin olduğu yerde, ön taraftaydı. Benim bildiğim iki kardeştiler. Fuat Bey büyüğüydü. Reşat Bey küçüğüydü. CHP’nin ileri gelenlerindendiler. Fuat Bey’in kızları Nedret ve Necdet vardı. Necdet bir vali ile evlendi. Nedret genç yaşta öldü. Reşat beyin kızlarından Münevver Doktor Hasan Gülkan’la evlendi. Diğer kızı Neşe Ankara’ya evlendi. Bir de oğlu vardı Nihat, o da genç öldü İstanbul’da. Reşat Bey’in hanımı Muazzez Hanım’la annem çok iyi arkadaştılar, rahmet olsun ikisine de.

İstasyon Caddesi içinde;

Ali Fehmi Nayman’lar, sonra Kangal’lar vardı. Kangal’lar Boşnak’tılar. İbrahim Kangal’ı ben tanırım. Ekrem Bey’in politika zamanından arkadaşlıkları vardı. Kardeşi Nedret vardı. Onların yerleri Kulaksız çiftliğindeydi. (Bugünkü Evren Köy) Rahmetli Emin Efendi dedemin hudut komşusuydular.

30.Hasan Cavit Beyler

İstasyonun karşısında otururlardı. Atatürk Adapazarı’na geldiği zaman hasan Cavit Bey’in evinde ağırlanmış. İlk mecliste milletvekilliği yaptığını söylerlerdi. Oğlunun Ekrem Bey’le ahbaplığı vardı. O ev şimdi şehir müzesi.

31.Abasızlar/Abasıyanıklar

Evleri sokağın içindeydi ama şimdi ön tarafta cadde üzerindeler. Abasıyanık Ahmet beyi iyi hatırlarım, çok efendi insandı. Çok da hürmet ederdim. Kızı da arkadaşımdı. Eşi Hadiye Hanımdı. Ablası vardı, Melike’nin halası, 1943 depreminde vefat etti. Melike’nin bir kız, iki erkek kardeşi vardı. Avukat Mustafa Raşit bey, Oğuz bey, en küçükleri de Meral hanım. Aile olarak Halk partili idiler. Sait Faik’i hatırlamıyorum. O zaten İstanbul’da yaşamış. Ölünce sokağa adını verdiler.

32.Boşnak İbrahim Beyler (Ocaklı)

Belediye eski başkanlarından İbrahim Bey’in evi istasyonun karşısındaydı. Oğlu Reşat bey, Ekrem Bey’in rehber-i Terakki’den sınıf arkadaşıydı. İbrahim begoviç denmesinin sebebi, Boşnak’larda Bey sülâlesinden gelenlere “Bey oğlu” manâsına gelen begoviç denir. Belediye başkanı olan İbrahim beye “Küçük İbrahim Bey” derlerdi. Çünkü babası da İbrahim Bey imiş. Boşnak’lar Avrupalılar gibi ilk erkek çocuklarına kendi isimlerini verirler. Büyük İbrahim Bey’i ben hatırlamıyorum. Küçük İbrahim Bey’i, kızlarını tanırım. İki oğlu vardı, Reşat ve İsmet Bey’ler. İki de kızı vardı Asiye Hanım, Neyyir Hanım. Neyyir hanım, CHP İstanbul milletvekili Faik Tünay’ın anneannesidir. O zamanlar Adapazarı’na yeni bir kaymakam tayin olmuş, Başkâtip filan da orada, çarşıya, okula yaya gidip gelenleri tanıtıyormuş. “Bu gelen küçük İbrahim Bey” demiş. İbrahim bey de böyle kerli, ferli, müşekkel bir adammış. Kaymakam “Küçüğü buysa, büyüğünü görmeli!” demiş.

Çark Caddesi

O zamanlar Çark Sokağı vardı. Cadde olarak İzmit Caddesi, Bankalar Caddesi, Sakarya caddesi vardı. Bu üçünün dışında cadde denmezdi. Reji Sokağı gibi alelade bir sokaktı Çark sokağı.

33.Hendekliler

Çark Sokağının başında Hendek’liler vardı. Şevket Bey ve Mehmet Bey Uzun Çarşı’da esnaftılar. Şevket Bey’in evi sağda, Mehmet Bey’inki soldaydı. Berrin, Zerrin diye kızları vardı. Mehmet beyHacıbabamın emsali, belediye meclisinde de bulunmuş, nurani bir adamdı.

34.Hendekli Asım Beyler

İnci Pastanesinden çark Sokağı’na girişte ben orada tarihi bina olarak Hendek’li Asım Bey’in evini hatırlıyorum. Asım bey pek muhterem bir insandı. Hendek’li Mehmet Bey’lerle bir akrabalığı yoktu. Ahmet ve Mesut adlarında iki oğlu, ikinci eşinden bir de kızı vardı. Ahmet Bey’in Müzeyyen hanım adında çok hanım bir eşi vardı.

35. Sefer Efendiler

Solda NüzhetYığın’ların evi vardı. Nüzhet Bey’in babasına Sefer Efendi derlerdi.

36. Aziz Ağalar

Sefer efendi ile Cevat Adapazarlı’nın evinin arasında Boşnak Aziz Ağa’ların evi vardı. Emirdağ mezarlığı ile belediye hastanesi arasındaki arazilere yakın zamana kadar Aziz Ağa’nın çiftliği-gölü denirdi. Sonra Sinemacı Cevdet Bey’ler satın aldılar.

37.Mehmet Veysi-Ömer Veysi Gönenç

38. Arapzadeler/Cevat Bey’ler (Adapazarlı)

Aziz Ağa’dan sonra Arapzade Cevat Bey’in evi vardı. Pırtıcılar denirdi vaktiyle onlara. Nereden geldiğini bilemeyeceğim ama Arapzade dendiğine göre Arap’lıkla bir alâkaları olsa gerek. Kibir denince akla Cevat bey gelirdi. İzmit’li Hikmet Hanım’la evliydi. İki kızı, bir oğlu vardı. Büyük kızı Semahat hanım Nezihi bey diye bir kadın hastalıkları uzmanı ile evlenmişti. Cevat Bey’in ikinci çocuğu Reşat Bey’di, sonra küçük kızı Eldebran. Eldebran doktor muydu, veteriner miydi, birisiyleevlendi, İstanbul’a gitti. Faytonları vardı. Onunla bizim mahalledeki akrabalarına ziyarete gelirlerdi.

Bağ Komşularımız;Sarıkışla karşısında, SSK Hastanesinin olduğu yerde babamın bağı vardı. Çok iyi komşuluk yaptık orada. Hepimiz bir aile gibi yaşardık. Nalbur Süleyman Dirik, Halil Usta, Sapanca’lı İsmail Efendi/Açıkeller, Razgrad’lılar, Sakkalıoğlu’lar, Ali Koç Mehmet Usta’lar/Akkoç’lar, az ileride Alay Müftüsü ve kız kardeşim Pakize’nin kayın pederi Bekir Tuğcu, arkada babamın amcazadesi Ethem amcam (Güler). Mehmet Akkoç’un kız torunlarının büyükleri, benden küçük arkadaşlarımdı. Ortanca, Ali Koçak’ın oğlu Dündar Koçak’la, küçüklerin biri Tahsin Kara, diğeri Namık Dilmen ile evlendiler.

Bahsettiğim ailelerin çoğu hayat tarzı itibarı ile bize benzerdiler. Çoğunun çocukları arkadaşımdı. Adını andıklarımdan vefat etmiş olanların cümlesine bu vesile ile Allahtan rahmet diliyorum.

Geçen hafta yayınlanan röportajımızda büyük-küçük bazı yanlışlıklar olmuştur.

  1. Üçlü koalisyonda 1. Başbakan Yardımcısı YTP’den Ekrem Alican, 2. Başbakan Yardımcısı CKMP’den Hasan Dinçer, 3. Başbakan Yardımcısı Turhan Feyzioğlu
  2. Kocaeli ve Sakarya milletvekilleri arasında bulunan Ethem Vassaf, Saim Önhon ve Mehmet Yılmaz yazılmamıştır.
  3. Seçmen yaşı kadınlar için değil genel olarak 22 idi.
  4. Ekrem Alican makam aracını değil kendi özel arabasını yıkardı. Ayrıca makam aracını hiçbir zaman kendisi kullanmamıştır.
  5. Hamza Ali Uzel Didem Uzel’in dedesi değil, dedesinin amcasıdır.
  6. Necip Güllü Naciye Alican’ın annesinin dayısı değil, dayısının damadı idi.

Bu düzeltmelerin bu haftaki yazıda yer almasını rica ederim.

Teşekkür ve selamlar,

Naciye Alican

naciye

 


Bu yazı toplam 8053 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 9
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim