• İstanbul 16 °C
  • Ankara 26 °C

Türkiye’mden Müslümanlık Manzaraları

Önder SAATÇİ

Gören gözler, duyan kalpler bin yıldan beri hayatımızın her alanına sinmiş İslâm mührünün gün gün silikleşmeye başladığını elbet gözlüyorlardır. İslâmın hayat nizamı olarak kabul edildiği bir çağdan vicdanlara sıkıştırıldığı, hatta hapsedildiği bir çağa, geçen asrın başından beri adım atmış bulunuyoruz. Bu tutumun günlük hayatımızda, insan ilişkilerinde ve bazı meselelere karşı takındığımız tavırlarda ciddi sorunları da beraberinde getirdiği bir gerçek.

 

Her şeyden önce Müslüman insanın fazlasıyla yozlaştığını söylemek lâzım. Dünya nimetlerinden fedakârlık eden, tevekkülü, şükrü dilinden düşürmeyen Müslüman tipinden muhteris Müslüman tipine geçtiğimizi kim inkâr edebilir. Son model otomobillere binmeyi, villalarda veya lüks dairelerde oturmayı kendinden sakınmayan Müslüman Türk insanı bu refaha sahip olmak için bankalardan çektiği kredilerin faizini tıpış tıpış öderken faizi de vicdanlarda meşrulaştırmayı ihmal etmiyor. Bugünün bazı Müslümanları için faiz sadece bir enflasyon farkı. Kimilerine göre de bankaların aldığı değil, tefecilerin aldığı para faiz. Bir de Türk lirasını bankada değerlendirmenin dövize yatırım yapmaktan daha milliyetçi bir tutum olduğunu söyleyenler var. Velhasıl, faizi meşrulaştıran her türlü gerekçe bulunur bu pazarda seç, beğen, al!..

 

Bugünün Türkiye’sinde içkinin de kimseyi rahatsız etmediği bir gerçek. İçki satılan büyük mağazalardan veya bakkallardan alışveriş etmekten sakınanlar “yobaz” damgası yediğinden günümüz Türk insanı bunu da vicdanında aklamış durumda. Hele, indirim  kampanyaları varken marketteki içki reyonunu kim görecek ki…

 

Ramazan ayında yazdığım bir yazıda ifade etmiştim: İnsanlar, artık oruç tutmamayı kendilerinde bir hak olarak görebiliyorlar. Bir zamanlar ramazan ayında lokantaların camları perdeyle kapanırken; hatta,  Osmanlı zamanında gayrımüslimler bile açıkta bir şey yemezken bugün bu kaygıları çok gerilerde bırakmış durumdayız.

 

Türkiye’de Müslümanlığın gerileyişinin en önemli göstergelerinden biri de kadına bakışımızın değişmesi. Bilhassa, medyada ve bazı iş alanlarında kadın, dişiliğinden fazlasıyla yararlanılan bir varlık konumuna indirilmiştir. Bütün bunlar toplumunun gözleri önünde gerçekleşirken iradesi elinden alınmış, zevk ve beğeni dünyası yerle bir edilmiş Müslüman Türkler bu duruma yalnız ve yalnız seyircidir. Kadın bedeninin bozuk para gibi harcandığı televizyon programları, defalarca hacca ve umreye gitmiş olmakla övünen insanlarımızın, yani Müslümanlarımızın vazgeçilmez akşam eğlencesi haline gelmiştir. Bu meyanda, bugün için kadının tesettür meselesi de artık rafa kaldırılmıştır. Nitekim, yakın geçmişte tesettüre vurulan darbeler karşısında, Müslüman Türk toplumu maşeri vicdanında ortak bir ses oluştursa da kararlı bir tavır ortaya koyamamıştır. Pek çok aile, kızlarının, ne pahasına olursa olsun okumasını şerefli bir mahrumiyete tercih etmişlerdir. Kızını açık lisede okutmaya cesaret eden pek az aile vardır.

 

Türkiye’de dindarlığın en hazin hali de bazı temel hak ve hürriyetleri(meselâ tesettürü)  savunurken, her yeri geldiğinde, başkalarının, aykırı hayat tarzına rıza gösterileceğine dair vurgularda bulunulmasıdır. Bu acizliğe bugün “hoşgörü” deniyor.

 

Bütün bu manzaralar yan yana getirildiğinde Tanzimattan bu yana takip edilen ve Cumhuriyetle birlikte daha da hızlanan Batılılaşmada epeyce bir mesafe aldığımız(!) ortadadır. Globalleşmeyle de günümüzde dindarlığın ocağına incir dikmiştir.

06.10.2012

 

 

 

 

Bu yazı toplam 1296 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim