• İstanbul 20 °C
  • Ankara 22 °C

Yıldız Ramazanoğlu: Zeytin ağaçlarının arasında

Yıldız Ramazanoğlu: Zeytin ağaçlarının arasında
Filistin meselesi bazen unutup bazen hatırladığımız ama aslında bilincimizi hiç terk etmeyen bir üzüntü.

Bu dert aynı zamanda kalbimizi diri tutuyor; hayatiyetin akışkanlığını, haklılığın billurlaşmasını, ruhların uyanışını, insanın yeryüzünden kötülük ve zulüm kalkıncaya kadar mücadele edeceğine dair yükümlülüğü idrak etme yeri. Belgeselci Peren Birsaygılı Mut bu mücadeleyi günü birlik tepkilerin ötesine taşımak ve edebi yolla bilinç yükselmesi sağlamak için harekete geçti ve kıymetli bir kitap çıkardı. Zeytin Ağaçlarının Arasında, Filistin Edebiyatından Portreler. Kitapta Filistin’in, kendi şair ve yazarlarının bilincinde ne şekilde yer ettiğini, şiir ve hikayelerin işgal sürgün ölüm kıyım hapishane arasında hangi süreçlerden geçerek filizlendiğini ele almış. Poetik biyografiler Filistin’in başına gelenlerin ve insandaki yansımalarının aynası.

Kitapta Gassan Kenefani, Mahmut Derviş, Semih el Kasım, Naci el Ali ve Fedva Tukan’ın yaşamları derinlemesine ele alırken, hayattaki yakınlarını, mesai arkadaşlarını, dostlarını arayıp bulmak ve birçok dilde söyleşiler gerçekleştirmek ve fotoğraflar bulmak kitabın özgünlüğü. Naci el Ali’nin yakın arkadaşı Iraklı ressam Hani Mazhar ile İstanbul’da buluşan Peren’e sanatçı, Ali’nin öldürüldüğü 1987’de çocuktunuz değil mi diye sorar. Evet cevabını alınca şöyle der Mazhar: “Naci haklı çıktı o halde. Zira daima inandığı ve söylediği bir şey vardı. Bugün çocuk olanlar hissediyorum ileride bizlerin adını yaşatmak için çalışacaklar.” Peren’i harekete geçiren de bu kuvvetli inancın kuvveden fiile yansımasıydı belki de.

***

Filistin edebiyatında kimlik motifi kadar toprağa bağlılık teması da güçlü bir şekilde yer almakta. Peren’e göre geçmişe dönüş sürecinde birbirine bağlı iki unsur dikkat çekiyor, milli bellek ve mekanın yeniden inşası. İşgalcilerin mekan adlarını değiştirmesi yüzünden, mekanları kaybetme korkusu her Filistinli yazarın uykularını kaçıran bir kabustur. Annemarie Jacir’in güçlü izlerle dolu Denizin Tuzu filminde de sürgün olarak gittiği ülkeden Filistin’e kısa süreliğine gelebilen genç bir Filistinli kadının halet-i ruhiyesi anlatılır. Dedesinin elinden alınmış Yafa’daki evi bulur ve yerleşimci Yahudi kadına burada kalabileceğini söyler, fakat bir şartla, bu evin kendisine ait olmadığını bilerek, dedesinin olduğunu onaylayarak itiraf ederek. Peren’in dediği gibi birçok Filistinli yazar için mekan yalnızca herhangi bir insanın yaşadığı yer değil artık, Filistin insanının yüreğinde yaşayan, hayalleri süsleyen, hatırlanan ve unutulması neredeyse suç olan “mekan.”

Devamı: https://www.karar.com/yazarlar/yildiz-ramazanoglu/zeytin-agaclarinin-arasinda-9321

Bu haber toplam 437 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim