• İstanbul 23 °C
  • Ankara 28 °C

Yıllar Öncesinin Kitapbank'ından Kısıklı'daki Nöbetçi Kütüphane'ye

Yıllar Öncesinin Kitapbank'ından Kısıklı'daki Nöbetçi Kütüphane'ye
Kısıklı’da ‘Nöbetçi Kütüphane’ afişini görünce hatırladım Kitapbank’ı. Muhiddin Bayazıt’ı ve ‘Al götür, oku getir’ sloganıyla başlayan kitap okuma serüvenini… Şakir Kurtulmuş yazdı.

Çocukluğumuzun en güzel yıllarıydı. İmam-hatip orta kısmına yazıldığımızda daha şehir merkezi neresidir, orada neler var, neden şehir ve merkezi deniyor, bu sorulara tam olarak cevap veremiyorduk çünkü babamla ve annemle birlikte bir ya da iki kez gelmiştik şehir merkezi denen bu yerlere. Çarşıyı, dükkanları ve kalabalığı hatırlıyorum. Eskişehir’in gündüz sıcağı meşhurdur, geceleri de çok serin olur. Gündüz dışarıdaysanız bir an önce işinizi bitirip eve dönmek istersiniz ya da serin bir yerde oturarak soğuk bir şeyler içmek… Ama ben çocukluğumun hiçbir döneminde o sıcak günlerde bir kez olsun bir yere oturup da soğuk bir şey içtiğimizi hatırlamıyorum.

Çarşılarda gezerken rastladığım kitap ve kırtasiye dükkanları ilgimi çekerdi, vitrinlerine bakmaktan hoşlanırdım. Orta okula başladığımızda artık çarşıdan geçen, dükkanların vitrinlerine bakan, ama sadece bakan bir özgür bir birey olduğumu fark ettim. Çarşı Camii’nin yan tarafında Sıcak Sular dediğimiz bölgede yerlere yığılmış bir sürü Teksas, Tomiks, Zagor gibi kitapları gördüğümde işte kitapların kaynağı burası diye düşünmüştüm. Bir süre gelip buradan bu çizgi romanları alır, arkadaşlarla da aramızda değişerek okurduk.

Şimdi ilköğretim ve liselerde okuyan gençler o yıllarda nasıl bir kitap sıkıntısı yaşandığını bilmezler. Okulda işleyeceğiniz ders kitaplarının adları verilirdi. İsteyen okulun getirdiklerinden temin eder, isteyenler de kitapçılarda ikinci el satılanlar arasından temin ederlerdi. Bizim kitaplarımız hiçbir zaman okulda satılan yepyeni kitaplardan olmadı. Çünkü onlar bize göre pahalıydı. Hep kitapçıları gezerek, ikinci el kitaplardan temin edildi kitaplarımız. Tabi bir hafta boyunca, bazen bu süre uzayabilirdi, kitapların peşinde koşardınız; eksik kitaplar olurdu, kitapevi sahibi size “yarın ya da öbür gün gelin belki gelir” derdi, dolayısıyla kitapların tezgaha düşmesini beklerdiniz. Şimdi bütün okullarda okulun başladığı ilk gün öğrencilerin kitapları sıralarında hazır bekliyor. Gençlere bu durumu anlatmak kolay olmasa da anlatmalıyız, bilmeliler nereden nereye geldiğimizi, daha yakından görmeliler.

 

Devamı için: http://www.dunyabizim.com/mercek-alti/24549/yillar-oncesinin-kitapbankindan-kisiklidaki-nobetci-kutuphaneye

Bu haber toplam 959 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim