Kendini eleştirmeyenin başkasını eleştirmeye hakkı yok, olmamalı da.
Kendini eleştirebilecek kadar özgüven sahibi olan ve diğer kesimi iyi tanıyan, ülkenin önünü açacak kesim olacak.
“-MIŞ GİBİ” YAPAN İKİ TÜRKİYE
Tedirgin edici de olsa gerçek şu: İki Türkiye var: Birincisi, laik(miş gibi yapan) Türkiye. İkincisi de, Müslüman(mış gibi yapan) Türkiye.
Ayaklarını basacakları sağlam bir yer’leri olmadığı için iki Türkiye’nin zihni de aynı şekilde işliyor: “Mış gibi” yaparak vaziyeti idare etmek, vaziyeti kurtarmak.
Başka bir ifadeyle, iki Türkiye’nin ortak noktası, “-mış gibi yapmak”.
Araçsal akıl, iki Türkiye’nin bir başka ortak noktası: “Laik Türkiye”nin müntesipleri, laikliği; “Müslüman Türkiye”nin müntesipleri de, İslâm’ı sürekli olarak araçsallaştırmakta hiçbir sakınca görmüyorlar.
“Laik Türkiye”nin laikliği de, “Müslüman Türkiye”nin Müslümanlığı da simülatif ve sanal. O yüzden, iki Türkiye de, oluş, varoluş ve fikir çilesinin ne demek olduğundan bîhaber. O yüzden, iki Türkiye de, gücü, vicdansızlığı, köksüzlüğü, ilkesizliği meşrûlaştırmakta son derece mâhir.
Yaklaşık yüzyıldır, bu iki sanal Türkiye arasında yaşanan gerilimin, mücadelenin travmatik sonuçlarını yaşıyor Türkiye: Laikçiler laikliği; İslâmî kesimler ise Müslümanlığı araçsallaştırdılar ve bu iki sanal Türkiye’nin fanatikleri de, grupsal, kişisel, dünyevî çıkarlarını pekiştirmekte, hiçbir sakınca görmediler.
Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/-mis-gibi-yapan-iki-turkiye-2053431
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.