Tam da 15 Temmuz’un yıldönümünde ve darbenin merkez üssü Akıncı Üssü’ne S-400’lerin gelmesi üzerine -deyim yerindeyse- eller tetikte beklenildi.
İlk ateş, AB ülkelerinden geldi: AB ülkelerinin Türkiye’ye çeşitli yaptırımlar uygulayacağı ilan edildi ve Türkiye’ye karşı sert açıklamalar yapıldı.
Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, aynı sertlikte ağızlarının payını verdi AB’den yapılan açıklamaları yapanlara.
Ne ki, Amerikan yönetiminin tepkisi hem gecikti hem de daha fazla merak ediliyordu.
Gecikmişti ve daha fazla merak ediliyordu; çünkü ABD Başkanı Trump’ın gerek Osaka’da Cumhurbaşkanımız Erdoğan’la gerçekleştirdiği görüşmede gerekse bir kaç gün önce yaptığı açıklamalarla bu konuda “Türkiye’ye haksızlık yapıldığını” söyleyince, “Amerikan derin devleti”nden gelecek açıklama hem biraz gecikti hem de daha fazla merakla beklenildi.
İKİ AMERİKA’NIN SAVAŞI: YAHUDİLER VE PÜRİTENLER
Burada bir parantez açarak Trump’ın ABD’deki konumu ile Amerikan yönetimi dediğim “Amerikan derin devleti” arasındaki ikircikli ilişkilere dâir bir gözlemde bulunmak istiyorum.
Amerikan sisteminin işleyişine ilişkin burada yapacağım gözlemlerin, Türkiye’nin karar alıcılarının Türk-Amerikan ilişkilerini planlarken işlerine bir hayli yarayabileceğini tahmin ediyorum.
Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/turkiye-kendi-yolunu-kendisi-belirleyecek-2052101
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.