Yönünü ve yörüngesini yitiren bir toplumun, “özgür” olduğunu, kendi kaderini kendisinin belirlediğini söylemek absürd bir şeydir.
TÜRKİYE’Yİ İNGİLTERE VE ALMANYA İLE KARŞILAŞTIRIRSAK...
İki asırlık süreçte dünya tarihinin yapılmasında kilit rol oynayan ülkelerle Türkiye’yi karşılaştırmamız zihin açıcı olabilir.
İngilizler veya Almanlar iki büyük dünya savaşı yaşamalarına, büyük bir yıkımla karşı karşıya kalmalarına rağmen bizim gibi yönlerini ve yörüngelerini değiştirme; medeniyet iddialarını ve yolculuklarını iptal etme yoluna gittiler mi?
Elbette ki, gitmediler.
Büyük yıkım yaşadılar ama bizim gibi yönlerini ve yörüngelerini değiştirme aymazlığı sergilemediler. İngilizler kapitalizmin, Almanlar -Kant’la birlikte- modern düşüncenin kurucu aktörleriydiler. Dünya savaşlarıyla yıkıldılar ama yok olmadılar. Yok olmadılar; çünkü bizim gibi yönlerini ve yörüngelerini değiştirme aymazlığı sergilemediler; yaşadıkları sorunlarla yüzleştiler, hesaplaştılar ve gelinen noktada, İngilizler küresel (şer-şeytan!) iddialarını yeniden üstlenen bir İngiltere inşa ettiler; Almanlar da yerle bir olan savaşlardan sonra adeta küllerinden doğan, ekonomik olarak büyük atılımlara soyunan Avrupa’nın geleceğini inşa edecek lokomotif ülke konumuna ulaşmayı başardılar.
Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/turkiyenin-iki-beka-sorunu-2049560
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.