• İstanbul 15 °C
  • Ankara 14 °C

Zekeriya Erdim: MEB'nın Sormadığı Soru, Vermediği Cevap

Zekeriya Erdim: MEB'nın Sormadığı Soru, Vermediği Cevap
Son günlerde enine boyuna konuşulup tartışılan ve 2020-2021 öğretim yılından itibaren uygulamaya konulması planlanan "yeni eğitim modeli"nin çok önemli bir zaafı var.

Milli Eğitim Bakanı'nın sunumu üzerinden değerlendirme yapıp yorumlarını paylaşanlar, bu nokta üzerinde yeteri kadar durmuyorlar. Anlaşılan o ki hazırlık çalışmaları sırasında, temel "sorun"lar önce eğitim paydaşlarının dili ve üslubu ile "soru" haline getirilmiş. Arkasından, yapılan tasarım çalışmalarından sonra "cevap"lar verilmiş, "çözüm"ler üretilmiş. En temel soru: "Çocukları ve gençleri neye yahut nereye hazırlıyoruz?" Bir başka ifadeyle "Eğitim safha ve süreçlerinin sonunda, hangi noktaya gelmelerini planlıyoruz?" Diğer tüm sorular ve cevaplar, bu üst başlığın altını doldurmak için. İnsanı ve toplumu, öngörülen hedeflere vardırmak için. Mesela, "Öğrenciler yıl içinde bu kadar çok ders alıyorlar ama öğrendiklerini içselleştiremiyorlar, bunun çözümü nedir?" diye sorulmuş. Ders sayısının azaltılmasından, deneyime yönelik eğitimden, atölye ve laboratuvar çalışmalarından, derslerde disiplinler üstü yaklaşımdan, alan derslerinde proje ve uygulama çalışmaları yaptırılmasından söz edilerek çözümün "derinleşme" olduğu cevabı verilmiş. "Çocuklar sürekli soru çözüyorlar ama günlük hayatta bir sorunla karşılaştıklarında neden afallıyorlar?" sorusunu sormuşlar. Karşısına adına "HEY" ( Hayat-Etkinlik-Yaşam ) dedikleri ve sanatsal etkinliklerden, fiziksel etkinliklerden, toplumsal fayda çalışmalarından oluştuğunu yahut oluşacağını söyledikleri bir formülü koymuşlar. Lise mezunu gençlerin zihinlerinde "benlik, meslek, gelecek algısı"nın oluşmadığı tespit edilip sorgulanmış. Çözüm olarak esneklik, kişisellik, ilgi ve yetenek alanlarına yönlendirme, birebir rehberlik ve kariyer danışmanlığı yapma gibi unsurlardan oluşan "çocuğu ya da genci kendi kendisiyle buluşturma" formülü kurgulanmış. Sorulan sorulardan biri de "Ezbercilikten ve sınav odaklı eğitimden nasıl kurtuluruz?" El cevap: "Sistem kavramını, bilgi kuramını, tasarım odaklı düşünmeyi ve toplumsal faydayı öne çıkararak bilginin değere dönüşmesini temin edersek kalıcı öğrenmeyi sağlamış oluruz." Peki, "Her yıl binlerce öğrencinin kazandığı bölümden mutsuz olup yeniden sınava girmesini nasıl önleriz?" Efendim, "Kişisel rehberlik, seçmeli alan dersleri ve kariyer ofisleri aracılığıyla etkin yönlendirme yaparak bu sorunu çözebiliriz." Bir de "üniversiteye giremeyen lise mezunlarının durumları" var. Herhangi bir mesleğe hazırlanmış olmadıkları için iş bulamıyor, iş dünyası ile entegre olamıyorlar. Ona da bir çözüm bulmuş, cevap vermişler. "Biz onları, muhtelif sertifika programları, tasarım beceri atölyeleri ve portfolyo çalışmaları ile yetkin mezunlar haline getireceğiz." demişler.

Devamı: https://www.fikriyat.com/yazarlar/akademi/zekeriya-erdim/2019/05/25/mebnin-sormadigi-soru-vermedigi-cevap

Bu haber toplam 436 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim