ABD’deki dış politika seçkinleri çoğunlukla Çin’i Amerika için “varoluşsal tehdit” olarak görüyorlar veya öyle göstermeye çalışıyorlar. Buna göre 10 yıl içinde ekonomik olarak dünyada ilk sıraya yükselmeyi hedefleyen Çin, ilk fırsatta ABD’yi de yerinden edecek.
Amerikan seçkinleri Çin’in yükselişinin durdurulması, yavaşlatılması veya kontrol altına alınması için stratejiler, politikalar öneriyorlar. Daha köktenci çözüm öneren şahin seçkinlere göreyse ABD ile başa çıkabilecek bir askerî üstünlüğe ulaşmadan Çin bertaraf edilmelidir.
“Anti-Çin Partisi” olarak nitelediğim Amerika’daki şahinler” İki Partili desteğe de sahipler. Nitekim “ABD Kongresi” Çin etkisini bertaraf etmeye yönelik birçok yasa çıkartıyor ve öyle anlaşılıyor ki bu girişimler devam edecek. Çin’e karşı küresel bir koalisyon kurmaya çalışan ABD, Batılı veya Batılı olmayan müttefiklerini kendi çizgisine çekmeye çalışıyor. Biden Yönetimi bu girişimi “Tekno-Otakrasiler’e karşı Tekno-Demokrasiler” olarak etiketliyor. ABD’nin Koalisyona dahil etmeye çalıştığı birçok ülkeyse bu nitelemeye uymuyor tabii.
“Tayvan Krizi”, ABD ve Çin arasındaki “Büyük Güç Rekabeti”nin parlama noktasını teşkil ediyor. Tayvan, Çin’in kırmızı çizgisi. Bu yüzden Çin, ABD’nin Tayvan’ın savunma kapasitesini güçlendirme çabalarına şiddetli tepki gösteriyor. Öte yandan ABD Başkanı Joe Biden, Çin’in işgâl ve ilhâk girişiminde bulunması halinde ABD’nin askeri olarak Tayvan’ı savunacağını defalarca söyledi. Beyaz Saray her defasında Biden’ın söz konusu ifadelerini düzeltmeye çalışsa da, nafile. ABD de, Çin de Tayvan perdesinin arkasında neyin yattığını çok iyi biliyorlar.
Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/abdullah-muradoglu/anglosfer-cin-hakkinda-ne-dusunuyor-2064199
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.