• İstanbul 17 °C
  • Ankara 22 °C

Abdullah Muradoğlu: Çin’in Körfez hamlesi..

Abdullah Muradoğlu: Çin’in Körfez hamlesi..
ABD Başkanı Joe Biden, Temmuz 2022’de Suud-i Arabistan’ı ziyaret etmişti.
Cidde’de yaptığı açıklamada Biden, ABD’nin bölgede aktif bir ortak olmaya devam edeceğini vurgulayarak “Asla çekip gitmeyeceğiz, bölgede Çin, Rusya veya İran tarafından doldurulacak bir boşluk bırakmayacağız” demişti. Biden daha önce yaptığı açıklamalarda Suud-i Arabistan’a “parya” muamelesi yapacağını söylemişti. Dolayısıyla ABD ve Suudi ilişkisi hayli örselenmiş haldeydi.
Biden Suud-i Arabistan’a gitmesi durumunda Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın katledilmesinden sorumlu tuttuğu Veliaht Prens Muhammed Bin Selman ile görüşmeyeceğini duyurmuştu. Biden Cidde’ye gitti, Prens Muhammed Bin Selman ile yumruk tokuşturdu, söylediğinin aksine aynı fotoğraf karesinde yer aldı. Bu sahneler dünya basınında epeyce konuşulmuştu.

Biden Suud-i Arabistan ziyaretinden umduğu faydayı hasıl edemedi. Rusya’ya yönelik yaptırımlarda Riyad’tan istediği desteği alamadı. Biden Riyad’tan daha fazla petrol pompalamasını istemişti. Küçük bir artışın ötesinde bu istediğini de elde edemedi.

Aslına bakılacak olur ise, ABD’nin Körfez’deki ekonomik çıkarları eskisi kadar önemli değil. ABD’nin bölgedeki yatırımları ve ticaretiyse giderek azalıyor. ABD’nin Körfez petrolüne ihtiyacı da yok. ABD daha çok petrol akışının kontrolüyle ilgili. Körfez petrolü, Çin için çok daha önemli. Çin, Körfez petrolünün kendine doğru akışının kesintiye uğramamasını istiyor. Çünkü, Pasifik’te ABD ile bir çatışma çıkması durumunda bu akış hayatî önem taşıyacak.

ABD’nin Basra Körfezi’nde enerji ikmal hatlarını kesip kesmeyeceği Çin’in en çok endişe duyduğu konu. ABD ise enerji tedarikinde önemli bir kaynak olan Körfez’in Çin’e bağımlı hale gelmesinden korkuyor. ABD’ye göre Pekin Körfez’deki etkisini “stratejik bir kart” olarak kullanabilir. Çin’in Birleşik Arap Emirlikleri’yle ilişkisi bu etkinin alanını daha da büyütüyor.
ABD’min Bölgedeki her gelişmeye “İsrail” merceğinden bakıyor olması Körfez rejimleriyle ilişkisinde ciddi bir kırılganlık sebebi. Tahran ve Riyad arasındaki krizin çözümüne ABD kayıtsız kaldı. Riyad’ın yüzünü Rusya ve Çin’e çevirmesinde bu kırılganlık da rol oynuyor. Riyad’ın Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan “BRICS”e girmek istemesi bu yüzden. Suudiler “Şanghay İşbirliği Örgütü”ne katılmaya da hevesliler. Bu gelişmeler Riyad’ın ABD’nin “Tek Kutuplu” dünyasından uzaklaşma emareleri olarak görülüyor. Riyad’ın Pekin ile ilişkisi ABD’nin üzerinde çalıştığı “Çin’i çevreleme” politikasıyla da çelişiyor tabii.
Bu haber toplam 130 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim