Anlatayım. Yüksek lisansını benim danışmanlığımda tamamlamış ve bu çalışmasını Hastanelerde Manevi Danışmanlık, KDY, İstanbul 2020, ismiyle kitaplaştırıp yayınlamış ve bunun yanı sıra yedi adet kitap tanıtımı da yayınlamış olan sevgili öğrencim Mehmet Pehlivan’ın, 08.04.2020 tarihinde, bir sosyal medya hesabından yapmış olduğu bir paylaşımı dikkatimi çekti, okudum. Bir kısmını aşağıda alıntıladığım paylaşımında Pehlivan şu cümleleri kullanmış(tı):
“Bugüne kadar yaptığım kitap incelemelerinin içinde en olumsuz cümleler kuracağım bir kitaptı maalesef. Yazarın daha önce Yavaşla kitabını okumuştum, güzeldi, hoştu. Fakat incelememize konu olan Özgürlüğün Baş Dönmesi kitabı her ne kadar başımı döndürmese de, başımın ağrımasına neden oldu. İlk kez bir kitabı okurken ağrı kesici kullandım.
(…)
O kadar yabancı terim ve alıntı var ki başım döndü. Bir kitap yerine sanki psikiyatri doktorunun yazdığı reçeteyi okuyor gibiydim. Bu nedenle dikkatim dağıldı ve kitaptan maalesef bir şey anla(ya)madım diyebilirim. Zaten kitabın 100 sayfasını okuyabildim. Hoşlaşmadığımız yemeği yemeye ısrar etmediğimiz gibi kitabı da devam ettirmek mantıklı değildi.
(…)
Anlamamamın nedeni, içinde bulunduğum zaman ve mekândandır dedim. Farklı gün ve saatlerde okudum. Yok. Olmadı. Sonuç aynı.”
Daha da dikkatimi çeken son cümlesinde şu ifadeleri kullanıyordu öğrencim: “Kitabı okuyacak olan varsa adresini yazsın, göndereyim.”
Devamı: https://www.dunyabizim.com/kuresellesen-dunyada-hepimiz-parali-askerleriz-makale,1819.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.