• İstanbul 13 °C
  • Ankara 11 °C

Ahmet Doğan İlbey: Dut yaprağından atlasa, hamlıktan kemalâta…

Ahmet Doğan İlbey: Dut yaprağından atlasa, hamlıktan kemalâta…
Ben adam olamam, çiğ ve hamım; hangi terbiye usulü beni kemâlata yükseltir, diye tereddütlerimiz hafakanlara dönüşmüşse sızlanmaya gerek yok.

 “Dut yaprağının bile atlas olacağına” işaret eden tasavvuf terbiyesi hamlıktan kemalâta erişebileceğimiz mânevî bir yoldur. Olgunlaşmak için bir insan-ı kâmilin dizi dibinde “çile” çekmek lâzım.

Hz. Mevlânâ; “Hamdım, piştim, yandım” diyerek, dut yaprağı misâli ham iken kemalâta ulaştığını söylüyor. Ehl-i dil bilir ki bu derûnî sözdeki mâna, bir işe yaramayan ham ve câhildim, bir himmet sahibinin elinde “çile” çektim, piştim, olgunlaştım ve kıvama geldim demektir.

Ali Yurtgezen hoca “Evin Mahremi Olmak-Beyit Şerhleri” kitabında yer alan “Dut Yaprağı Nasıl Atlas Olur?” yazısında hamlığı sembolize eden dut yaprağının kemâlat mânasına gelen sağlam, parlak ve güzel bir kumaş olan atlas olabileceğini ve dut yaprağı gibi ham kalplerin de atlasa yâni kemalâta dönüştürme terbiyesini hülâsa olarak şöyle anlatıyor:

“Kendini berk tut, dahi himmet eteğin berk tut / Terbiyetle gör nice atlas olur, berg-i dut.” (Kemal Paşazâde) (Dut yaprağının terbiye ile nasıl atlas olduğunu gör de kendini ve himmet eteğini sağlam tut.) Atlas, ince ipekten çok sık dokunmuş, son derece sağlam, dayanıklı, parlak, güzel ve değerli bir kumaştır. Atlasa bu özellikleri kazandıran ipek ise, ipekböceğinin salgısından elde edilir. İpekböceğinin bu salgıyı üretebilmesi için dut yaprağıyla beslenmesi gerekir. ‘Dut yaprağı’ ipekböceğinin sindirim sisteminden ‘ipek’ olarak çıkar ama bu işlem o kadar kolay ve kendiliğinden değildir. İpek üreticileri zamanını iyi hesaplayarak ipekböceği yumurtalarını temin eder, belli bir sıcaklıkta saklar, vakti geldiğinde özel teknelere yerleştirilmiş dut yaprakları üzerine bırakır. Baharda yumurtadan çıkan larvalar kıyılmış taze dut yapraklarıyla özenle beslenir. Bir buçuk ay kadar sonra artık iyice olgunlaşan ipekböcekleri ağızlarından iplik şeklinde salgıladıkları yapışkan bir madde ile kozalarını örmeye başlar. Yine zamanı dikkatle kollanarak bu kozalar buhara tutulmak yahut sıcak suya atılmak suretiyle yumuşatılıp lifler hâlinde ayrıştırılacaktır. Nihayet kozalardan elde edilen ham ipek lifleri daha sonra işlenecek, iplik haline getirilecek, dokuma tezgâhlarında atlas kumaş hâlini alacaktır. Demek ki bir mevsimlik ömrü olan, dayanıksız ve zayıf bir dut yaprağı bile sabırla, özenle, dikkatle geçirilen bir terbiye sürecinin sonunda güzel, sağlam ve çok dayanıklı bir kumaşa dönüşebilmektedir.”

“Dut yaprağını atlas eyleyen terbiye”

İster ham, ister pişmiş halde olalım, dünyâ hayatı çile ve sabır imtihanı değil midir? Tasavvuf anlayışının bir mânası da karakter ve sıfat değiştirmektir. Hamlıktan olgunluğa, işe yaramazdan işe yararlılığa dönüşmek... Müslümanın varoluşu bunun içindir. Peygamber Efendimiz bugünü önceki günüyle aynı olan zarardadır, buyuruyorlar.

“İnsanın beşer iken adam edilmesi”

Öyleyse “dut yaprağı misâli gazel olup çöpe karışmak” istemiyorsak, “atlas” olmanın tezgâhına nasıl çıkılmalı, yâni bir himmet ehlinin eteğinden nasıl tutmalı. Bunun tâlimini adı geçen yazıdan hülâsa ettiğimiz şu satırlardan öğrenelim:

“İnsan da aynı tahammülü gösterip bir terbiyeden geçerek fâni varlığından, zayıflıklarından sıyrılır; atlas kumaş gibi kalıcı ve sağlam olabilir. ‘Berk’ kelimesi Türkçe’de ‘sıkı, kuvvetli, muhkem, sağlam’ mânasına kullanılır. Farsça’da ise ‘yaprak’ demektir. İlk mısradaki ‘kendini berk tut’ ifadesi bu sebeple hem ‘kendini yaprak farzet’ mânasına gelir ve dut yaprağının atlasa dönüşmesinden hareketle, kemale ulaşabileceği hususunda insana ümit ve cesaret verir. Hem de ‘kendini sağlam tut, nefsine hâkim ol, kemale ulaştıracak bir terbiyeye tâbi tutulduğunda tahammül göster’ demektir ki bu defa terbiye sürecindeki zorluklara ve sürdürülmesi gereken kararlılığa işaret eder. Terbiye, çiğin pişirilmesi, hamın olgunlaştırılması işlemidir. İnsanın beşer iken adam edilmesidir. Kendiliğinden olmaz. Zaman, sabır ve emek ister. Bu işin yolunu yordamını bilen ehil bir mürebbi ister. Bakırı altın, dut yaprağını atlas eyleyen böyle bir terbiyenin kimyası himmet sahiplerinin elindedir. Öyleyse onların eteğine sıkıca yapışarak, tâlimatına harfiyen uyarak, onlarla yürümek gerekiyor. İnsan dut yaprağı misali. Bir mevsim sonra gazel olup çere çöpe karışmak da var, atlas kumaş hâline gelip kalıcı olmak da. Ama dut yaprağı durduk yerde atlas olmuyor.”

Hz. Mevlânâ’nın sözüyle kendimize şu suali soralım: Hangi hâlde olursak olalım, kederlenmek yok. Taş, taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz. Yüzük olmayı dileyen taş, ezilmeyi, yontulmayı göze almalıdır.                                ******                                                                                                                             KİTAPLARI SEVERİZ

Kitapları, kitap tiryakilerini severiz. Modernizmin ayartmasına karşı genç, orta ve yaşlı kuşak herkes kitapsever olsa keşke… Ulvî ve edebî meşgûliyetsizlikten dolayı cemiyette hızla artan ruh hastalıklarından ve malâyânî meşguliyetlerden bir nebze de olsa kitapseverlik sâyesinde korunmak mümkün. Bir Hocam’ın sohbet ettiği mecliste bulunan şair Tayyib Atmaca iki kitap takdim etti fakire: “Kalp Şehri” ve “Maraş Ağzı-Bir Çiltim Şor” 

“KALP ŞEHRİ”

İlk kitap Hece Taşları dergisinin yayın müdürü şair Tayyib Atmaca’nın “Kalp Şehri” adını taşıyan kitabıdır. Onikişubat Belediyesi yayınlarından Eylül 2022 tarihinde çıkan bu kitap şairin günlük tarzında yazdığı denemelerinden oluşmaktadır.

“MARAŞ AĞZI-BİR ÇİLTİM ŞOR”

İkinci kitap, Makine Mühendisliğinin yanında şiir ve hat sanatıyla iştigal eden Sıddık S. Altunbaş’ın “Maraş Ağzı-Bir Çiltim Şor” adlı kitabıdır. Onikişubat Belediyesinin yayınlarından Eylül 2022 çıkan bu kitapta geçmiş zamandan bugüne Kahramanmaraş halkının kullandığı atasözleri, deyimler, tekerlemeler, manzum deyişler ve bilmeceler “A” dan “Z” ye alfabetik bir sıralama içinde açıklamaları da yapılarak bir araya getirilmiştir.(ilbeyali@hotmail.com)

 

                                                                                                                                                                                                                                                                          

 

 

 

 

 

 

 

                                                                                                                                                                                                                                                                          

 

 

 

 

Bu haber toplam 292 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim