• İstanbul 12 °C
  • Ankara 11 °C

Ahmet Tâlib Çelen: Câminin dışında nasılız?

Ahmet Tâlib Çelen: Câminin dışında nasılız?
Câmilerimiz-mescidlerimiz huzûr mekânlarımız.

Dünyânın bin bir gâilesinden bir müddet kurtulduğumuz, kafamızı ve kalbimizi dinlediğimiz, hayır ve şerri yaratana el açıp rahatladığımız “dârul-emân”larımız. 

Minârelerinde günde beş vakit okunan ezânlar hür bir vatan üzerinde yaşadığımızın nişânı. “Bu ezânlar ki şehâdetleri dînin temeli/Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.” 

Evet, Müslümana yeryüzü mescid kılındı. Namazı her yerde kılabiliriz. Ama bütün milleti toplayan bir kubbe altında bir araya gelmek, inancımızı, ideallerimizi, heyecanlarımızı paylaşmak ve yeni nesillere aktarmak için mescidlerimiz çok mühim. O yüzden “Değmesin mâbedimin göğsüne nâmahrem eli.” Bir Müslüman yurdu düşman eline geçince düşmanın ilk yapacağı iş câmileri yıkmak, ezanları susturmaktır. Bu yüzden câmi ve ezân istiklâlin sembolüdür. Öyleyse kıymetini çok iyi bilmek, içimizde duymak gerekir. 

Bütün bunlar tamam… Ama Müslümanlığımızın kalitesinin câminin içinden çok dışında ortaya çıkacağını da unutmamak lâzım. Yani günlük hayâtımızda… Ticârethânedeki tüccârın, sanayideki ustanın, mektepteki muallimin, devlet dâiresindeki memûrun ne kalibrede Müslüman olduğu câminin içinde değil işlerinin başındaki hâl ve hareketlerinden anlaşılacaktır. Tüccâr alırken satarken, rakîpleriyle rekâbet ederken harâma helâle dikkat ediyor mu, usta işini yaparken elinden gelenin en iyisini yapıyor mu, muallim eline teslîm edilmiş çocukları tam bir îmân ve ahlâk üzere yetiştiriyor mu, memûr vaktini boş geçirmeden vatandaşı memnûn etme gayreti gösteriyor mu?

Câmide yan yana namaz kıldığımız hâkim-savcı, mahkemede adâlet dağıtmak için uykularını bölüyor mu? Belediye başkanım rüşvete bulaşmadan ve fırsat vermeden hizmetlerini yapmanın derdini içinde yaşatıyor mu?

Zengin kardeşlerimiz fakîr kardeşlerini gözetiyor mu? Zekâtını tam vermenin yanında zaman zaman onların gönlünü alacak başka jestler yapmaktan da mânevî bir lezzet alıyor mu? Gurûr ve kibre düşmemek için âzamî gayreti gösteriyor mu?

Hocalarımız, imamlarımız söz ve hareketleriyle halka güzel örnek oluyorlar mı? Kıvırmadan, korkmadan sadece hakkı söyleyebiliyorlar mı?

Âilelerimiz nasıl? Hiç olmazsa cumâ günleri câmileri dolduran babalar yalan söylememe, sözünde durma, fakîr ve düşkünlere yardımcı olma, inancını sevgi ile yaşama… mevzûunda çocuklarına örnek olmaya çalışıyor mu? Anneler kızlarına iyi Müslüman olmanın yollarını öğretiyor mu, iyi Müslüman olmanın, tesettürün bir ayıp, utanılacak bir şey değil bir iftihâr vesîlesi olduğunu şahsında gösteriyor mu?

Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-talib-celen/caminin-disinda-nasiliz-40776.html

Bu haber toplam 173 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim