İdeolojik olarak aynı kökten beslenen Cumhuriyet ideolojisinin iki partisinin cumhurbaşkanlığı adaylığında aynı isimde buluşmaları politik manevra açısından önemli olabilir. Bundan daha mühim husus ise aynı ideolojik kaynaktan beslenen, Cumhuriyet'in kurucu ilkelerinin savunmasına kendini adamış iki partinin üzerinde uzlaştığı şahsın profili. Farklı görünmelerine rağmen sol ve sağ Kemalizm'in temsilcilerinin kurucu ilkelerden taviz gibi algılanmasına müsait bir isim önermeleri siyasi tarihimiz açısından da önemli sayılmalı.
Mevcut Cumhurbaşkanı seçiliş süreci, ismi, temsil ettiği sosyal ve siyasi çevre açısından pek çok anlamda ilk olma özelliği taşıyordu. Ne var ki, iktidarın adayı olarak muhafazakâr bir cumhurbaşkanının seçilmiş olmasını demokrasi oyununun bir cilvesi olarak içine sindiremeyenler çoktu. Nitekim hem Cumhuriyet'in kurucu partisi ve kurucu ideolojisine sadık diğer partiler hem de bürokrasi bu süreçte direndiler; en azından içlerine sindiremediklerini aşikâr ettiler. Bu süreç muhafazakâr iktidarın devlet erkini ele geçirmesi olarak yorumlansa da zamanla alışıldı; en azında psikolojik duvar aşıldı. Belki şimdilik kaydıyla koşullara katlanmayı zorunlu bir süreç olarak gördüler.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/AkifEmre/catidaki-muhafazak%C3%A2r/54398































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.