Coğrafyaları tıpkı haritalar gibi kavramlarla, isimlerle, kodlamalarla algılıyoruz. Sofistike kavramsallaştırmalar en yakın dünyamızı uzaklara fırlatabiliyor. Hele iletişim çağında birer göstergeye dönüşen imkanlar vasıtasıyla dil ve görüntülerle en yakınımızdaki bir olay hiçliğe, unutulmuşluğa, ilgisizliğe mahkûm edilerek zihnimizden, kalbimizden uzaklaştırılıyor. Öte yandan okyanusların ötesinde bir kız çocuğuyla köpeğinin başına gelen ilginç bir olay tüm duygu dünyamızı işgal edecek şekilde paketlenip TV ve bilgisayar ekranlarında karşımıza çıkabiliyor.
Siyasi haritalarla birlikte coğrafi algımız da alt üst oldu. Mesela yirminci yüzyılın ortalarına kadar Türkistan diye bir coğrafya vardı; çok yakın bilirdik. Zamanla Batı Türkistan unutuldu tümden.. Orta Asya kaldı. Doğu Türkistan daha uzun süre direndi. 'Uygur özerk bölgesi' oldu artık, o da terkedilip Çince bir özerk bölge ismi repertuvarımıza zorla girdi.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/AkifEmre/dogu-turkistani-uzak-doguda-unutmak/54661































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.