Bu arada çok şey de değişti/değişiyor. Değişmeyen tek şey değişimin kendisi, sözüne sanki nazire yaparcasına; değişmeyen tek şey eğitim, diyebileceğimiz bir yüzyılı geride bıraktık. Gerçekle bilek güreşine tutuşmaktan farksız olan bu durum, en başta eğitimin içinde olduğu ve eğitimi de kuşatan dünyayı göz ardı etmektir.
İşte, tüm bunları Fikir Coğrafyası YouTube Kanalında Abdulbaki Değer ile birlikte hazırlayıp sunduğumuz A4 isimli programımızda, Etyen Mahçupyan ile konuştuk. İki saat süren sohbet eğitim meselesine daha geniş bir pencereden bakmak isteyenler için YouTube da işte tam şurada bekliyor:
( https://www.youtube.com/watch?v=wa6OdvLVfeM )
Peki, ne demek eğitimi kuşatan dünya ve biz o dünyayı nasıl göz ardı etmeyeceğiz?
Bir kere yüzyıllık amaçlılığı ve bugüne kadar uygulanagelişini sorgulamadan ve sorunsallaştırmadan ne söylerseniz söyleyin havada kalacaktır. Onun için öncelikle eğitim sisteminin modern tarih içerisindeki konumunu objektif olarak belirlemeniz gerekiyor. Öte yandan devletler için makbul vatandaş / fabrika için işçi üretmeye matuf doğası aynen korunurken bu süreçle uyumlu olarak devlet tekelinde, zorunlu ve kitlesel yanı da beraberinde olan bir sistematiği söz konusu ettiğimizi akılda tutacağız. Bu çok önemli; eğer akılda tutabilirsek retorik ile gerçeklik arasındaki mesafeyi atlamamış olacağız. Dolayısıyla yapısal karakteri dikkate almadan retorik bombardımanına tabi tutulduğumuzda ana akım perde vazifesi gören eğitim okumalarına karşı bir direnç geliştirebileceğiz.
Devamı: https://www.milatgazetesi.com/yazarlar/egitimi-kusatan-dunya-7384/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.