• İstanbul 15 °C
  • Ankara 14 °C

Ali Karahasanoğlu: Kibire bakın: “Biz olmasaydık, Erdoğan bir hiçti!”

Ali Karahasanoğlu: Kibire bakın: “Biz olmasaydık, Erdoğan bir hiçti!”
Hani Milli Nizam Partisi’nin kuruluşuna, kapanma sürecindeki kısa süreli hayatına, diyelim ki yaşı tutmuyor olsa bile..

Milli Selamet Partisi ile birlikte siyasi hayata atılmış olur..

“Acaba” deriz..

MNP’de yokmuş ama..

Tayyip Erdoğan ile birlikte, mahalle teşkilatından il teşkilatına kadar her birimde MSP’nin bir neferi olarak omuz omuza çalışmış isimlerden birisi olur..

“Belki de” diye başlayan, muhteremin hakkında iyimser cümleler kurarız..

12 Eylül darbesinden sonra, insanların gölgesinden korktuğu o zor yıllarda, “Ben varım” deyip, Refah Partisi’nde siyasete atıldığını gösterir.

“İşte bak” der, övücü cümlelere geçeriz.

O yıllara kadar, siyasetten hoşlanmıyordur, ama Refah Partisi kapatıldıktan sonra, “İşte bu kadarı fazla.. Ben 28 Şubat kararlarının alındığı 1997’den hemen sonra, Silahlı Kuvvetler Akademisi ve Harp Akademilerinde misafir öğretim üyesi olarak ders vermiş  bir hoca olarak, buna dayanamam. Siyasete atılıyorum.. Fazilet Partisi’nin kurucuları arasında yer alıyorum” demiş olur.. 

“İşte zor dönemin adamı” der, yiğitliğini kabul ederiz..

Fazilet Partisi de kapatıldıktan sonra. İster Saadet Partisi’ne, isterse yeni bir heyecan ile kurulan AK Parti’ye hemen en başında girmiş olur, “Daha ne istiyoruz ki.. Bak, AK Parti kadroları sahaya inerken, ilk gününde, bu büyük adam da, işin içinde imiş” deriz..

Ama AK Parti’nin kuruluşunda da yok..

Olur ya, kuruluş sırasında, tam da “Stratejik Derinlik” kitabının yazımı ile meşgul olduğu için, bir iletişimsizlik yaşanmıştır.

Bari 2002 milletvekili seçimleri öncesinde, taşın altına elini koyduğunu görürüz..

“Suizan etmeyelim” diyerek, kendimizi frenleriz.

Ama milletvekili seçimi öncesinde de, muhterem ortalıkta yok.. AK parti kadrolarına katılmışlığı söz konusu değil..

Seçim kazanılıyor..

Hemen akabinde Abdullah Gül tarafından Başbakanlık Başmüşavirliğine getiriliyor.

Hemen iki ay sonra.

Büyükelçi unvanı veriliyor..

Ne yaptın da, başmüşavir oldun?

Ne müşavirliğine imza attın ki, iki ay sonra büyükelçi oldun?

Geçelim hepsini..

Ülke, 28 Şubatçı Kemalistlere mi bırakılacaktı..

Tabii ki, belli unvanlarla, muhafazakar isimler taltif edilecek, belli makamlara getirilecekti..

Öyle de oldu..

Bu haber toplam 247 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim