“O olmasaydı, şöyle olurdu” şeklinde bir cümleyi, mutlak anlamda kuramam, kuranı onaylayamam..
“Bu kişi olmasa, şu öyle olmazdı” anlayışı, şeytandan neşet eden kibrin göstergesi olduğundan kabul edemem..
Sonuç olarak da, o yönde bir söyleme onay vermek, aslında inancımıza da aykırı..
Ama şu bakış açısını da önemsiyorum..
Allah, zulmü kaldırmada, zalimi engellemede, haksızlıkları önlemede bazı insanları vesile kılar..
Zulmün sonlanmasında vesile olacak insanların ise, o yolda atacakları adımlarda, haksızlıkları ortadan kaldırma ile bağlantılı bazı özelliklerinin olması tabiidir..
Mesela korkusuzluk..
Dalından kopan yaprağın düşmesinden tedirgin oluyorsanız..
Hangi yürek isyanını, harekete geçirebilirsiniz?
Ancak, korkusuz olabilirseniz, zulmü önleyebilirsiniz.
Zalimin zulmünü gördüğünüzde, ona karşı dik durma cesaretini gösterebilirseniz, zulmü sonlandırabilirsiniz..
Mazlumlara destekte samimiyetle hareket ederseniz, hesapçı olmazsanız, “gelene ağam, gidene paşam” demeyecek tavrı gösterebilirseniz, gösterebilenlerle birlikte olursanız, mağduriyetleri bitirebilirsiniz..
Bu tespitler ışığında diyebilirim ki, “Muhtemel 28 Şubatların muhtemel yeni yeni mağdurları.. Her daim hatırlayın, unutmayın.. Davanızı kendi davası bilen.. Mazlumiyetinizi kendisine yapılmış zulümden farklı görmeyen, yakın tarihte ahirete yolcu ettiğimiz daha nice dik duruşlu insanlar gibi, son olarak da Mustafa Karahasanoğlu artık yok! Unutmayın, zulümle mücadelede yetimsiniz!”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.