• İstanbul 14 °C
  • Ankara 18 °C

Ali Maskan: Gelecekten Bugünü Okumak

Ali Maskan: Gelecekten Bugünü Okumak
Thucydides 2.400 yüzyıl önce, “geleceğin geçmişe benzeyeceği, ancak her bakımdan onu yansıtmayacağı” yönündeki ifadesiyle bugün dahi anlamakta zorlandığımız bir fikir ortaya atmış oldu

O zaman sorumuz şu; kendi zamanını merkez alan bir tarihçi, yaşadığı dönemi anlamlandırmak için geçmişe mi bakmalı geleceğe mi? Geçmiş bir veri ve bilgi olarak elimizde, ancak geleceğe dair hiçbir bilgiye sahip değiliz. Öyleyse tarihçi medyumluğa soyunmadıysa geçmişle yetinmek zorunda kalacak. Ancak yeni tarih anlayışı gelecek üzerinden sadece bugünü anlamayı değil aynı zamanda tasarlamayı da başarıyor. O zaman tarihçi geçmiş bilgisi ile geleceği görüp, yarının gerçeği ile bugünü yöneten mi olmalıdır?

Geçmiş ve gelecek algısı ile tarihi anlayabilme hususundaki kırılma noktasını ve gerekçelerini “tarihin tekerrüründen tekerrürün tarihine” adlı yazımızda ifade etmeye çalışmıştık. İnsana ve insanlığa dair yaşanmışlığın kemale erdiği dönemi tarihin tekerrürü olarak ifade edip, bu sürecin spiral yay gibi kendi merkezcil kuvveti etrafında yükseldiğini, sonrasında ise hayata dair yeni bir gelişmenin olmadığı gerekçesiyle tekerrürün tarihini yaşadığımızı söylemiştik. Bu ikinci aşamada insan aynı merkezcil kuvvet noktasında durarak, aynı eksende hareket etmeye başladı. Yani zaman akıl almaz bir hızla akıp gitmesine rağmen, insan aslında olduğu yerde dönmeye devam etti. Bu nedenle günümüz insanı tarihi anlamak adına hiç hareket etmese de, tarihi yakalamak için koşan insandan daha avantajlıdır. Bu durum tarihçiye, gelecek bilgisini keşfetme fırsatını da verir.

Tekrarlanan hareketlerin yaşandığı bu ikinci dönem aslında tarihçi açısından akıl almaz bir kolaylık sağlamaktadır. Zira her olayın aslında daha önce yaşandığını bildiğimizde, tarihi analiz etmek de bir o kadar kolay olacaktır. Ancak bu kolaylık tarihçinin geçmişten elde ettiği bilgiler ile geleceği anlamlandırması şeklinde algılanmamalıdır. Zira sıradan tarihçinin işi zaten bu. Ancak akıllı bir tarihçi aynı eksende dönen tarihin algoritmasını çözdüğünde, doğal olarak gelecek hakkında çok net bilgilere sahip olacaktır. Böylece tarihçi geçmişe bakıp bu günü anlamlandırmadan kurtulup, geleceği bilip bu günü şekillendirebilme yeteneğine sahip olacak. Zira geçmişin klasik bilgisinin günümüz insanına verecek hiçbir şeyi kalmadı. Tarihi, geçmiş dönem bilgisi olarak insanlara anlatanlar, toplumlarını tarihin karanlık sayfalarına gömmekten başka bir şey yapmayacaktır. Hâlbuki gelecek bilgisi ile bugünü tasarlayabilenler dünyanın gerçek sahibi olmaya devam edecekler.

Günümüz siyaseti, siyasi tarihi ve uluslararası ilişkilerini yöneten üstün akıllı insanlar geleceğin bilgisi ile kendilerine güç atfetmekteler. Nietzsche’nin tabiriyle “belleği en uzun olan” üstün insan aklı, kitlelerin aklını yönetebilme hususundaki kalıtsal yeteneklerini pervasızca kullanabiliyor. Bu uzun ve kalıcı üstün insan belleği gelecek algoritması hususunda çok mahir yeteneklere sahip. Dijital dünyanın nimetlerini de sınırsızca kullanan bu akıl, ne yazık ki gelecekten bugünü anlayabilme yeteneğine sahip oldu.

Devamı:https://fikircografyasi.com/makale/gelecekten-bugunu-okumak

Bu haber toplam 200 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim