Irak’ta 11, Suriye’de 3 yıldır yaşanılan savaş, bir gerçeği net olarak ortaya çıkardı: Ortadoğu’da, İngiliz-Fransız anlaşmasıyla (Sykes-Picot) şekillenen sınırlar meşruiyetini kaybetmiştir! Bu yıl, Birinci Dünya Savaşı’nın 100’üncü yıldönümündeyiz ve artık, bölgede kalıcı barışı ve istikrarı temin amacıyla “fiilen ortadan kalkmış” sınırların yeniden yapılandırılması yolunda kolları sıvamamız gerekiyor.
1. Fiili durum: Suriye ve Irak merkezi yönetimleri, sömürgeciler tarafından kendilerine verilmiş siyasi sınırları artık koruyabilecek durumda değildirler.
2. İki ülkedeki merkezi otorite boşluğu, söz konusu topraklarda, bu boşluktan yararlanan grupların hareketlenmesine, küçük bölgeler halinde siyasi yapılanmaların oluşmasına neden olmaktadır.
3. Irak, Amerikan işgali sonrasında anayasal olarak 3’e bölünmüştür, bu adım bile, tek başına, Ortadoğu’daki paradigmanın değiştiğini göstermektedir.
4. Bağdat’ta şekillendirilen ve giderek Tahran güdümüne giren Şii zeminli yönetim, ülkenin Sünni ve Kürt yaşam alanlarında varlığını göstermek bir yana, bu iki bölgeye dönük düşmanca stratejileri ile dikkat çekmektedir. Bugün Musul’da yaşadığımız olayda, belki IŞİD’in adı öne çıkmaktadır ama, sorun, esas olarak, 11 yıldır aşağılanan Sünni nüfusun ayaklanması olarak değerlendirilmelidir.
5. Fiilen üçe bölünmüş, merkezi otoritesi Musul-Kerkük gibi dünya enerji dengeleri açısından son derece önemli bölgelerini kontrol edemeyen Irak, artık, Birinci Dünya Savaşı’nda İngiliz sömürge yönetimi tarafından kurulan, Soğuk Savaş Yılları’nda Sovyetler Birliği tarafından kollanan bir ülke değildir.
Yazının devamı için: http://haber.stargazete.com/yazar/ortadoguda-sinirlar-artik-mesru-degildir/yazi-894752































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.