Geçmişte, Ecevit'in başbakan olduğu bir koalisyon hükûmetinde Millî Eğitim Bakanlığı, her meseleyi bırakmış, ders kitaplarını "öz Türkçe" ile sıvamayı dert edinmişti. "Öz Türkçe" dedikleri, aklına gelenin Türkçe kaideleri, tarihî vetireyi hiç dikkate almadan uydurduğu kelimeler. Ders kitapları yayınlayan yayınevlerine listeler gönderilmiş, "Bu kelimeler kullanılacak." denmiştir. Atılan kelimeler ise, bizim şuurumuz, benliğimiz, tefekkürümüz...
R. T. Erdoğan, madem reformdan bahsediyor, bir dil reformu da başlatsa...
Osmanlıca dersleri konması hususunu dün Attilâ İlhan'ın görüşleri etrafında vermiştim.
Osmanlı yazısı deyince tartışma hiç bitmez.
Bugün Mehmet Kaplan Hoca'nın vefatının 35. ölüm yıl dönümü. Allah rahmet eylesin. Bu vesileyle iki büyük çocuğumun da manevî dedesi diyebileceğim (anneleri çok sevdiği talebesiydi) hocamızın, geçmişte, Tercüman gazetesi, "Yaşayan Türkçemiz" kavgası verirken çıkan "Hâlis nesir" başlıklı yazısını buraya alacağım. Kupür var elimde. Maalesef tarih koymamışım:
Kaynak Yeniçağ: Bir de dil reformu başlatılsa... - Arslan TEKİN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.