Önce şunu bilmemiz gerekiyor: Latin alfabesine geçilmeden önce okur-yazar oranımız neydi? Yeni harflere geçiş 1 Kısım 1928’de kabul edildi. 1927 istatistiğine göre okur yazar oranı yüzde 10,6.
Bu orana bakınca fazla kayıp olduğu düşünülmeyebilir. Ama tedricî geçişle, insanların bilgiyi sindirmeleri sağlanabilirdi.
Bu ayrı konu.
Yeni harflere geçişten sonra üzerinde pek durulmayan bir mesele, Türkçenin imlâsı... İmlâ uzun süre yerine oturmadı. Türk Yurdu dergisinin yeni yazının kabulünden sonraki sayılarına bir göz atınca karmaşayı görürsünüz. (Yeni harflere geçişten sonraki sayıların tıpkı basımını da yayınladık. 1931’de Türk Ocakları kapatıldı. Yerine Halk Evleri kuruldu. Hâliyle dergi de çıkmadı. Çok sonra, 1942’de, dergi çıkmaya başlayınca, imlânın artık yerine oturmaya başladığını görüyoruz. Bu tespit, bizi, ister istemez -bahsettiğim gibi- tedricî değişmenin üzerinde durulması gerektiğine götürüyor.)
Ertuğrul Düzdağ, Volkan dergisini yeni harflere aktarmış, ardından biz Türk Yurdu’nun 205 sayısını 14 cilt hâlinde arkadaşlarımızla birlikte yeni harflere çevirdik, ardını Dergâh (42 sayı), Anadolu Mecmuası (12 sayı), Resimli Kitap (toplam 51 sayı, peyderpey yayınlanıyor) dergileriyle getirdik.
Özellikle, Osmanlı sahasında fikir akımlarının sökün ettiği, Batı kapısının sonuna kadar açıldığı zamanda ve çoklukla II. Meşrutiyet’in ilânından hemen sonra yayınlanmaya başlayan dergilerin yeni harflere aktarılmasını çok önemsiyorum.
***
“Osmanlı ve Erken Cumhuriyet Kadın Dergileri”nin 9. cildi yayınlandı. (Libra Yayınları)
Eserin üst başlığı: “Yeni Harflerle Âyîne (1875); Parça Bohçası (1889); Âlem-i Nisvan (1906); Seyyâle (1914).
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.