• İstanbul 14 °C
  • Ankara 17 °C

Aytmatov'un Kültürel Mirası Toplantısı İstanbul'da Yapıldı

Aytmatov'un Kültürel Mirası Toplantısı İstanbul'da Yapıldı
Cengiz Aytmatov’un doğumunun 90. yılı dolayısıyla 24 Mart 2018 tarihinde "Kültürel İşbirliği Cengiz Aytmatov'un Kültürel Mirası" yuvarlak masa toplantısı İstanbul'da yapıldı.

Cengiz Aytmatov’un doğumunun 90. yılı dolayısıyla Türkiye Yazarlar Birliği, İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA), Rusya-İslam Dünyası Stratejik Vizyon Grubu tarafından "Kültürel İşbirliği Cengiz Aytmatov'un Kültürel Mirası" yuvarlak masa toplantısı yapıldı.

IRCICA Genel Direktörü Halit Eren, 2008 yılında hayatını kaybeden Kırgız yazar Aytmatov'un adına düzenlenen toplantıda, uluslararası ilişkilerde önemi gittikçe artan kültürel etkileşim konusunu ele alacaklarını söyledi.

Eren, "Benzer dil, sosyal gelenek ve inanç unsurları vardır. Aynı zamanda farklı dil ve din gruplarının birlikte yaşama tecrübesi ve bunlar arasındaki alışverişler bulunmaktadır. Bütün bunlar ortak tarih hafızasını meydana getirip bugünkü kültür ilişkilerini şekillendirmektedir. Bu durum dünyaca ünlü Kırgız yazar ve diplomat Cengiz Aytmatov'un eserlerinde gerçekçi anlatımlar bulmuştur. Aytmatov, eserlerinde bölgesinin kültürel, sosyal yapısını ve mirasını, ortak hafızasını hayata geçirmiştir. Kendi bölgesinin insanlarını anlatırken sanki başka bir yerde yaşayan benzer veya ortak kültürdeki insanları anlatır gibi evrensel bir kavrayışı yansıtmıştır." şeklinde konuştu.

TYB Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan konuşmasında felsefenin önemli isimlerinden Platon ve Aristoteles'in Antik Yunan'ın mitolojisinden, birikimlerinden hareketle eserler ortaya koyduğunu, Cengiz Aytmatov'un da ortak kültürel birikimleri, masalları ve hikayeleri kelimelere ve kavramlara dönüştürerek derin felsefi tahliller yaptığını ifade etti.

Arıcan ayrıca şunları da dile getirdi.

"Cengiz Aytmatov aslında büyük bir filozofumuzdur. Cengiz Aytmatov üzerinden kültürel iş birliğimize zemin oluşturabilecek felsefi düşünceler kuramlar, teoriler geliştirebiliriz. Aynı şekilde Aytmatov'un kaleme aldığı, hikayeler ve romanlar üzerinden önemli sosyolojik tahliller yaptığını görüyoruz. Ortak toplumsal sorunlarımızı sosyolojik tahlillerle dile getirdiğini görmekteyiz. Bu yönüyle de ondan büyük bir sosyolog tavrını görmekteyiz. Yine hikaye ve romanlarına baktığımızda buradaki karakterler üzerinden ince ve hassas psikolojik analizler yaptığını görüyoruz. Duyguları, düşünceleri, hissiyatları, aşkları, umutları, insani olan her şeyi derin bir psikolojik tahlil ve analizlerle dile getirdiğini görmekteyiz. Bu yönüyle de Cengiz Aytmatov başarılı bir psikolog olarak da karşımıza çıkmaktadır. Düşüncelerini ortaya koyarken merkeze aldığı husus insandır. 'Daha insani nasıl olabiliriz aslında' sorusunun cevabını aramaktadır." Arıcan konuşmasıyla Aytmatov’un tek yöne boyuta indirgenemeyeceğini, onun edebiyatçı, diplomat, filozof, sosyolog ve psikolog yönlerinin birlikte ele alınmasının önemine değindi. 

Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Sayın Erkhov da 1990'lı yılların Rusya, dünya ve Cengiz Aytmatov'un ülkesi Kırgızistan için zor bir dönem olduğunu, o dönemler de dahi Aytmatov’un hakkında güzel şeyle konuşulduğunu dile getirdi. 

Erkhov, Aytmatov ile ilgili şunları da konuşmasında ifade etti:

"Kademeli olarak çok hassas bir şekilde insanların en büyük trajedisi ölümü anlatıyordu. Babası kurşuna dizilmişti ve 'Düşmanın oğluydu.' Düşmanın oğlu olmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyordu, aslında u bir trajediydi. Belki de bu yüzden eserlerinde trajediyi çok iyi anlatıyordu. Pembe bir tablo çizmiyordu. Onun eserlerinde kahramanlar büyük felaketler, acılar ve trajediler yaşar. Onun eserlerinde sarsılmaz bir ahlak şarkısı söyleniyor. İnsan büyük bir yük taşıdıktan sonra yıkılmıyor. Sonsuz mücadelenin sonucunda kazanıyorlar. İnsanların uğruna savaşıyorlar. Şimdi trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gidiyor. Cengiz Bey'in eserlerini okuduğumda şunu görüyorum. Tan yerinde yangınlar, yanı başında ölümler yaşanıyor, yalan, iftiralar öne çıkıyor. Bugün Rusya dopingle suçlanıyor, son İngiltere olayında da suçlandık. Afrin'den dolayı Türkiye'yi suçluyorlar. Beyazı siyah, siyahı beyaz gösteren, ortalığı karıştıran güçler var."

Kırgızistan'ın Ankara Büyükelçisi İbrahim Dzhunusov Aytmatov'u babaları olarak gördüklerini söyledi.Sanatçıların eserleriyle yaşadığını ifade eden Dzhunusov, Aytmatov'un da bugün eserleriyle yaşadığını ve tüm dünyanın Kırgızları Cengiz Aytmatov üzerinden tanıdığını kaydetti. Ayrıca, Allah’ın sanat insanına doğumuyla ve eserlerini yazdıktan sonra olmak üzere iki yaşam bahşettiğini, Aytmatov’un şu anda ikinci yaşamının devam ettiğini bizim ise ona şahit olduğumuzu dile getirdi. Artık Kırgız deyince Aytmatov, Aytmatov denince de Kırgız anlaşıldığını bunun kendileri için bir onur olduğunu ifade etti.

Çalıştayda, Radik Minnikhanov Kırgız Cumhurbaşkanı Sayın Jeenbekov’un mesajını  katılımcılarla paylaştı.

Çalıştayın onur konuğu Cengiz Aytmatov'un oğlu Askar Aytmatov’du. Aytmatov'un eserlerinin Rus ve Kırgız halklarını yakınlaştırdığını ve kültürlerin bu eserler sayesinde ayakta ve birlik halinde kalacağını dile getiren Aytmatov, "Bu çalışmanın İslam dünyası ve Rusya arasında iş birliğini geliştirmeye katkı vereceğine inanıyorum. Cengiz Aytmatov da eserleriyle kültürlerin kaynaşması ve birbirlerini tanımasına katkı veriyordu." diye konuştu. Askar, etkinliğin siyasi bir etkinlik olmaktan daha çok kültürel bir etkinlik olarak kabul edilmesini, etkinliğin Rusya ve İslam dünyası arasında güzel ilişkileri sağlamasını temenni ettiğini, Aytmatov’un eserlerinde barış, merhamet ve tahammül kelimelerini çokça kullandığını ve dünyanın hala onlara ihtiyaç duyduğunu, onlar için mücadele etmenin önemli olduğunu vurguladı.

Ardından ara verilen program üç oturumla devam etti. İlk oturumda

Melikhov Igor Alexandrovich, Eshba Elana, Fazleeva Leila, Ivanov Gennadiy Viktorovich, Minovarov Shoazim Shoislamovich, Moldokasymov Kyas Satarovich, Dr. D. Mehmet Doğan, Valeev Razil Ismagilovich, Abouov Aydar Parkulovich ve Beşir Ayvazoğlu konuştu. D. Mehmet Doğan konuşmasında Aytmatov’un dünya literatürüne kazandırdığı ve hala öneminden, işlevinden bir şey kaybetmemiş olan “mankurt” kavramını tahlil etti,  şu hususları dile getirdi.

“Mankurt/mankurtlaşma Cengiz Aytmatov’un Gün Olur Asra Bedel/Gün Uzar Yüzyıl Olur adlı eserinde ortaya konulan bir kavramlardır. Sömürgeci, istilacı güçler bir ülkenin çocuklarını, başlarını yaş derilerle sararak kızgın çöl güneşi altında bırakırlar. Bu deriler kurudukça kafaları sıkıştırır. Kafaları sıkıştırılan çocukların beyinleri küçük kalır, zihnî melekeleri de gelişmez.

Bu tip, aslında tüm sömürülen dünya için söz konusu. Sömürgeciler sadece kendilerine itaat eden, emirlerini anlayan bir insanlık istiyor. Biz düşünelim, biz yapalım, diğerleri bize hizmet etsinler... Elbette, mankurtlaştırmanın en kabası, bu deri sarılarak yapılanı; sayısız mankurtlaştırma usulü var.  Mankurtlaştırılmak için ille de kafasına ıslak deve derisi sarılmak gerekmez. Fizikî mankurtlaştırma bir efsane olabilir, manevisî ise her an yaşanabilecek bir gerçekliktir. Mankurt, sadece sahibinin emirlerini yerine getiren bir köledir. Ne ana, ne baba, ne kardeş ve de vatan, millet tanır. Sadece ve sadece verilen emirleri dinler, buyruklara itaat eder. Muhakeme yapamaz, iyiyi doğruyu tefrik edemez.

Beyin daraltma yalnızca fiziki olarak yapılmamaktadır. Kafamızda bizi sıkan deri yok; ama zihnimizi daraltmak için yapılan ameliyeler var. Harf değişiklikleri, dile, kelimelere müdahaleler, kendi klasik metinlerine vakıf olamadan yabancı metinlerle karşılaştırılma...Bunlar da mankurtlaştırmanın başka türlü̈ tezahürleri!

Esas olan mankurtlaşmanın zeminlerini kurutmaktır. İrademizin sahibi olacağız, hür düşüneceğiz, fiilimizin yönünü kendimiz tayin edeceğiz. Gerektiğinden karşı koyma hakkımızı kullanacağız.”

Aynı oturumda söz alan Beşir Ayvazoğlu ise konuşmasına Aytmatov’un bir dünya yazarı olduğunu zikrederek başladı. Kendisinin Türkiye’de ilk kez onunla röportaj yapan kişi olduğunu belirtti. Ayvazoğlu, onu öne çıkaran hususiyetlerden birisinin felsefi derinliğe sahip olması ve onu okuyucuya hissettirmesi olduğunu, kendi milletinin mitlerinden efsanelerinden hareket etse de onları çok iyi şekilde yerli yerinde kullandığını ve evrensele doğru yola çıkmayı başardığını dile getirdi. Ayrıca Ayvazoğlu, eserlerinin tüm insanların sorunlarını kucaklayıcı bir niteliğe sahip olduğunu, hümanizminin Avrupa tarzında olmayıp, insanı da içine alan ama onunla birlikte tüm yaratılanı kapsayan daha çok tasavvufi yaklaşıma yakın olduğunu ifade etti. Aytmatov’u önemli kılan hususiyetlerden birisinin  de totalitarizme çok etkili ve başarılı şekilde karşı çıkmasında aramak gerektiğini vurgulayarak Ayvazoğlu konuşmasını nihayete erdirdi. 

Ayvazoğlu’nun ardından ara verilen çalıştay gerçekleştirilen ikinci ve üçüncü oturumlarla kapandı. İki oturumda şu isimler konuşma yaptılar: Prof. Ramazan Korkmaz, Ryskulov Akbar Ablizovich, RaevSultan Akimovich, Prof. Abdulvahap Kara, Ibragimov Kanta, Prof.Yakup Çelik, BakashovaZhyldyz Kemelovna, Prof.Sami Güçlü, Minnegulov Khatip Yusupovich, Prof. Orhan Söylemez, Akmataliev Abdyldazhan Amanturovich, Prof. Ashirbek Muminov, DavletshinaLyabuda Ahmetdifovna, Khusainova Ayselu Khamzievna, Prof. Suheil Farah, Dr. Bahtiyar Aslan, Dr. Ahmet Koçak, Kamil Engin.

Toplantıya Rusya-İslam Dünyası Stratejik Vizyon Grubu Ana Direktörü Büyükelçi Veniamin Popov, TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, önemli yazarlarımızdan Beşir Ayvazoğlu, eski bakan Prof. Dr. Sami Güçlü, Türkiye Yazarlar Birliği Genel Sekreteri Dr. Muhammed Enes Kala, Türk dünyasından önemli yazarlar, bilim insanları, siyasetçiler, diplomatlar, edebiyatçılar ve davetliler katıldı. Toplantı bildirileri Türkçe ve Rusça olmak üzere iki dilde basılacak kitapta bir araya getirilecek ve 2018 yılı içinde okuyucularla buluşacak.

10fe086b-e58f-4f2e-a249-45e39db01d0f.jpgimg_7030.jpg2bb598d4-5e4e-4b83-a448-2d37f1f9d31b.jpg

Bu haber toplam 1984 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim