Sözcükler, kavramlar, eleştiriler, kitaplar bir nebze olsun 'ağır gündem'in içinden çekip alsın bizi, hayatın inceliklerine ayna tutsun.
'Alman Edebiyatı'nı odağına alan Sabitfikir dergisinden başlayalım.
Derginin yayın yönetmeni şair Mustafa Akar geçmişten günümüze bir dürbün tutarak, Avrupa'nın birbirini sürekli öldürmüş bir kıta oluşuna dikkat çekiyor; Otuz Yıl Savaşlarından Yüz Yıl Savaşlarına, Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarına kadar...
Öte yandan bugün Gazze'de yaşanan soykırım karşısında sessiz kalan Avrupa devletlerinin arasında Almanya özel bir yer tutuyor.
Ne şaşırtıcıdır ki özellikle 20. Yüzyıl sonrası Alman edebiyatı bir tür 'soykırım edebiyatı' iken nasıl oluyor da bugün Yahudilerin Gazzelilere karşı uyguladığı soykırımı görmezden geliyorlar, akıl almıyor.
Gerek ulusal gerek evrensel pek çok sarsıcı tarihsel kırılmaya şahitlik eden Alman edebiyatında, mistik şair Rilke, Paul Celan, İngeborg Bachmann, Günter Grass, Robert Musil, Thomas Mann gibi isimler, içine doğdukları ulusal kültürü eserlerine en iyi yansıtan kalemler arasında...
Alman edebiyatına dair çok daha fazlası bu ayın Sabitfikir sayfalarında...
Sırada üç dergi var ki üçü de bu sene 24. yılını doldurdu: Bizim Külliye, Ay Vakti ve Birnokta...
Edebiyat dergiciliğinde çeyrek asır yol yürümek gerçekten kendi şartları içinde kahramanca bir iştir.
Çünkü her bir sayı bin zahmetle kotarılıyor ve bir derginin okura ulaşması fedakârlık gerektiriyor.
Örnekse, Bizim Külliye Dergisi yayın yönetmeni şair Nazım Payam'ın şu cümleleri fazla söze hâcet bırakmıyor: 'Elinizdeki derginin kargo ücreti yetmiş beş TL. Adresinde bulunmayan okur için de ayrıca bir ödememiz var.'
Devamı: https://m.aksam.com.tr/yazarlar/bedir-acar/agustos-dergilerinde-ne-var/haber-1496260
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.