• İstanbul 20 °C
  • Ankara 24 °C

Bekir Birbiçer: James Baldwin-Ben Senin Zencin Değilim

Bekir Birbiçer: James Baldwin-Ben Senin Zencin Değilim
"Amerika'da zencinin hikâyesi, Amerika'nın hikâyesidir. Hoş bir hikâye değildir"

James Baldwin kendisinin ve ülkesinin hikâyesini katledilen üç arkadaşının hayatlarıyla anlatmak istemişti. Roman olarak tasarladığı bu düşüncesini hayata geçiremedi. Ömrü vefa etmediği için sadece 30 sayfasını yazabilmişti. O sayfaların da büyük kısmı dağınık notlar ve irili ufaklı fikirlerden ibaretti. Baldwin’in kızkardeşi Gloria, Remember This House (Bu Evi Hatırla)  başlıklı bu notları 2009 yılında, “Bununla ne yapacağını sen iyi bilirsin.” diyerek “Genç Karl Marx” filminin Haitili yönetmeni Raoul Peck’e emanet etti. İşte o metin, Raoul Peck tarafından düzenlenerek Ben Senin Zencin Değilim (I Am Not Your Negro) adıyla 2016 yılında çarpıcı bir belgesele dönüştü. Arşiv belgeleri, görseller, katıldığı televizyon programları ve yaptığı konuşmalardan kesitler içeren videolar eklenerek güçlendirilen metin Samuel L. Jackson tarafından seslendirildi.

Filmde sadece ABD’nin ırkçı günahları art arda sıralanıp sistemi mahkûm etme kolaycılığına kaçılmıyor. Baldwin, siyahlar kadar beyazların ruh halini de çözümlüyor, onlara ayna tutarak yüzleşme çağrısı yapıyor. Irkçı politikaların sadece siyasi değil kültürel ve toplumsal nedenleri üzerinde de duruyor, geleceğe yönelik bir projeksiyon sunuyor. Baldwin’in cılız cüssesiyle orantılı olmayan öfkeli ve coşkulu belagatiyle yaptığı konuşmalar direniş manifestosuna dönüşerek izleyicide derin iz bırakıyor. Kurgusu, “Bir yazarın ‘mutfağını’ ölümünün ardından yapılan yağmalamayı” affettirecek kadar başarılı olan filmin güçlü dramatik yapısı izleyiciyi sarsıyor.

Baldwin, ırkçılığa karşı manifesto niteliğinde bir roman yazacak ve hepsi de suikast sonucu öldürülen, Amerikalı siyah özgürlük mücadelesinin öncüsü üç yakın arkadaşını anlatacaktı: Medgar Evers, Malcolm X ve Martin Luther King. Üçü de sistem tarafından tehlikeli sayıldı ve ölmeleri gerektiğine hükmedildi. Zira ırksal karmaşanın sisinin dağılmasına rıza gösterilemezdi. Medgar Evers 1963, Malcolm X 1965, Martin Luther King Jr ise 1968 yılında silahlı saldırı sonucu öldürüldüler.

Baldwin de sistemin ciğerini okumuştu ve onlar kadar sert ve yıpratıcı idi sisteme karşı. Fakat o sürgünü ölmeye tercih etmişti. 2020 Mayısında ırkçı polislerin boynuna basarak ölümüne yol açtıkları George Floyd ile aynı cümleyi kurarak yurtsuzluğu seçmişti 1948 yılında: “Nefes alamıyorum.”
Yıllar sonra şöyle diyecekti: “Hayatımda yaptığım en iyi şey Amerika’yı terk etmek oldu. İçimdeki hiddeti kusabileceğim zamanı kazandırdı bana. En azından toplum tarafından düşmanlaştırılmadan hareket edebildim.”

Farklı tarz ve yöntemlerle de olsa Amerika’nın hikâyesiyle ve kendi acılı ve kanlı kölelik mirasıyla hesaplaşma azmindeki Medgar, Malcolm ve Martin arasındaki karmaşık bağları ve benzerlikleri sergilemek istiyordu. Üçü de aynı mücadeleyi farklı yöntemlerle yürütüyordu. 

Devamı: https://fikircografyasi.com/makale/james-baldwin-ben-senin-zencin-degilim

Bu haber toplam 244 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim