İş hayatında, siyasette ve hatta evde…
Güç - iktidar yarışı ve kıyasıya rekabet…
Kadınlar erkeksileşiyor, erkekler; kadınsılaşıyor veya fark etmeden bir dönüşümün içine giriliyor.
Kadınların, iş hayatındaki erkek hâkim kurallar zinciri içinde erkeksileşerek daha başarılı olacağına olan inancı, doğallığı bozdu. Maskülen ses tonu, hal ve tavır; ortaya konan imaj açısından daha makbul görüldü.
Kadınlar bunu bilinçli seçti. Çünkü hırslıydılar ve “kadının fendi erkeği yendi” demek için mücadele veriyorlardı.
Feminizm, kadınlara iş hayatında bu hal ve tavırların reklamını yaparken popüler kültür de ev içini gündeme alıyordu.
Çalışan kadın, evde nasıl davranacaktı?
Ev hanımı “annesi” gibi mi olmalıydı? Hayır tabii ki.
Çalışan kadın, annesi gibi akşam eşine çay ikram etmeyecekti. Madem ikisi de para kazanıyordu; roller eşit olmalıydı. Herkes kendi çayını alabilirdi pek tabii ki(!)
Kadın, pek çok açıdan dengeyi tutturamadı. Rekabet edeyim derken çokça yükün altına girdi. “Süper kadın olmak” tutkusu, kadın için çok pahalıya patladı.
Konu uzun… Biz, erkeklere bakalım biraz da.
Evde, erkeklere ne öneriliyordu? Bulaşık yıkasın, ev süpürsün, işsizse çocuk bakımı ve ev işinin tamamını o üstlensin…
Yanlış anlaşılmaya mahal vermemek adına bir parantez açalım. Elbette erkeğin eşine yardım etmesi çok değerli bir tavır fakat ben ortaya konan desteğin “görev” değil, ‘yardım’ esaslı olmasından yanayım. Eve para getirme konusundaysa esas olan erkektir ve burada kadın hiçbir şekilde zorlanamaz. Parantezi kapatalım.
Önce kadının kodlarıyla oynandı. Kadın değiştiğinde ev içi roller farklılaştı ve büyük değişimin son sırasında erkekler yerini aldı.
Farkında mısınız? Dün olmayan pek çok şey, şu an pratize ediliyor.
Devamı: https://www.dirilispostasi.com/makale/16106940/betul-soysal-bozdogan/erkekligin-acikli-hali
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.