Okurlarımızın bildiği üzere, kurulduğu 2008'den beri sitemiz kültürün tüm alanlarında olduğu gibi yeni çıkan kitapların değerlendirilmesi hususunda da özel haberler, değerlendirme metinleri yayınlıyor. Habercilerimizin özverili çalışmaları, sitemizin yayın dünyasını yakından izlemesine ve gelişmelerden (yeni çıkan kitaplar da dahil) okurlarını haberdar etmesine vesile oluyor.
Özellikle son iki yıldır çeşitli yayınevleri Dünyabizim ofisine yeni çıkan kitaplarını gönderme zahmetinde bulunuyorlar. Kendilerine teşekkür ederiz. Bizler de, yayın ilkelerimize uyan kitapları habercilerimize dağıtıyor, eğer kitabı okuyup da severlerse, haber yapmaya değer görürlerse haberleştirmelerini rica ediyoruz. Şimdiye kadar bu tür yeni çıkan hangi kitaplar değerlendirildi, özel haberler üretildi, hepsine Dünyabizim Ansiklopedisi'nde ilgili kitap/yazar başlığı altında ulaşabilmeniz mümkün: http://www.dunyabizim.com/tags
Artık her ay başında, geçen ay içinde sitemize hangi yayınevleri neler göndermişse onları toplu olarak siz okurlarımızla paylaşıyoruz. Elbette her bir kitap için inşallah özel haber/ler de üretmeye/ üretilmesine vesile olmaya devam edeceğiz.
Aşağıda Ağustos-2015 döneminde Dünyabizim'e gelen kitapları listeledik. İyi okumalar...
![]() | Fatih M. Dervişoğlu, Türk Tarih Düşüncesinin Modernleşmesi, Ötüken Neşriyat.
Tarih düşüncesinin değişmesini izlemek, bir bakıma toplumsal değişimi izlemekle aynı anlama geliyor. Tarih karşısında takındığımız nihaî tavır, gerçekte hakikat duygusu karşısında almış olduğumuz tutumdan farklı olmadığı için felsefî bir boyut da taşımaktadır. Türklerin tarihî zaman içinde yapıp ettiklerinin hikâyesi ile bu tahkiyenin kâğıda aksetmiş hali arasındaki muhtemel benzerlik veya farklılıkların doğurduğu problemleri anlamaya ve tashih etmeye çalışmak, ancak mümkün olduğunca bütüncü bir yaklaşımla mümkün. Türk tarih düşüncesinin gelişme safhalarını bir bütün halinde görme isteği bu çalışmaya hayat veren neden olmuştur. Fatih M. Dervişoğlu, Türk tarih düşüncesinin gelişme ve kırılma noktalarını tespit etmeye çalışarak, Türk tarih düşüncesinin İslâm ve Batı tarih yazıcılığıyla kesişen noktalarını ve devamlılığını göz önüne koymuştur. |
![]() | Süleyman Eryiğit, İki Dünyanın Hikayesi, Ötüken Neşriyat.
Bu kitapta yer alan yazılar “Allah bizden ne istemektedir?” sorusunun cevabını arayan yazılardır. Bu yazılar yazılmak için kırk yıldan fazla beklediler. Bir başka ifade ile bu yazılar kırık yıldan fazla bir süredir demlenen yazılardır. Süleyman Eryiğit’in insanı anlamaya dönük sorular sorduğu ve her bir cevabın bizi yeni yeni sorulara sevk ettiği bu kitabı dört ana bölümden oluşuyor: “Din, Anlam ve İnsana Dair”, “Din ve İdeolojiye Dair”, “Din ve Devlete Dair” ,“İnsan ve İdeolojiye Dair”. Her bir bölüm, haddizatında hayatımızın etrafında döndüğü, o kuşatıcı, büyük ve çoğu zaman korkutucu kavramları, insana her şeyden çok yakışan bir vakarla tahlil ediyor ve kendimizi kendi kavramlar dünyamızda onlarla yüzleşmeye davet ediyor. |
![]() | Ercan Ata, Ten ve Gölge, Ötüken Neşriyat.
Uzun yıllardır Yedi İklim, Türkü, Dergâh, Kilim, Açaray gibi dergilerde şiirleri yayınlanan Ercan Ata, 1993 yılında Cahit Zarifoğlu Şiir Birinciliği ve 1995’te Altın Koza Dadaloğlu (Altın Koza Film Festivalinde şiir dalında) Özel Ödüllerinin sahibi oldu. Ercan Ata, Ten ve Gölge başlığı altında topladığı şiirlerinde Türkçenin en hassas, en buğulu kelimeleriyle çıkıyor karşımıza. Ahmet Haşim’den İsmet Özel’e uzanan çizgide, insanî duyarlılıklar ile muhayyilemizin ürünü olan semboller arasındaki gerilimli ilişkinin Ercan Ata’nın şiirlerinde de kendisini hissettirdiğini görüyoruz. Türk Edebiyatı’nın tartışmasız en güçlü damarı olan şiir, Ercan Ata’nın şiirleriyle taze bir nefes almış ve yeni bir söyleyiş kazanmış olacak. |
![]() | Hakan İlhan Kurt, Kutalmışoğlu Süleyman Şah Ululaması, Ötüken Neşriyat.
Unutulmaya yüz tutan Türk destan şiirine yeni bir soluk getiren Hakan İlhan Kurt, Anadolu Selçuklu Devleti kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şâh'ın Anadolu'ya gelişini, katıldığı savaşları, Anadolu Selçuklu Devleti'nin kuruluşunu, Bizans İmparatorluğu ile ilgili ilişkilerini, fetihlerini, anlaşmalarını ve ölümünü hece veznini kullanarak destanlaştırmıştır. Kutalmışoğlu Süleymanşâh Ululaması’nda, dönemin kavramları ve olayları, coğrâfî adlandırmalar ve târihî karakterler dipnotlarda okuyucuya ayrıntılı bir şekilde aktarılarak târihî arka planı takip edilmesi kolaylaştırılmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti Kurucusu Kutalmışoğlu Süleymanşâh'ın hayatını konu edinen ilk destan çalışması olan Kutalmışoğlu Süleymanşâh Ululaması, hem biçim hem de kelime zenginliği bakımından sunduğu kudretli Türkçesiyle soluksuz bir destan tecrübesi sunuyor. |
Devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/21363/cesitli-yayinevlerinden-yeni-cikan-kitaplar-agustos.html | Selami Mete Akbaba, Bir Merasime Hazırlık, Ötüken Neşriyat.
‘‘Eskiden insanlar için akıllı delilik vardı, şimdi ise çılgın delilik var. Selami Mete Akbaba’nın Bir Merasime Hazırlık’ı hakkında tereddüt etmeden şunu diyebilirim: 16. yüzyıl akıllı deliliğiyle, çılgın delilik hakkında yazılmış bir edebi-arkeoloji kitabı. Eskiden bütün Flaman kanallarında seyreden deliler gemisinde tutulan deliler şimdi hastanelerde yatıyor. Deliler ve normaller arasındaki bütün iletişim kopmuş bir vaziyette; işte deliliğin geldiği hüzünlü son. Deliler gemisinde, bütün işsiz güçsüzler ve deliler toplanırdı, şimdi ise deliliği ayırt eden şey insanlık tarihine geçerlilik vermeyecek bir tembellik. Selami Mete Akbaba’nın tam bir Fransız modern filminde söyleyeceği gibi ‘karanlığa karışmakta/ ben, omzun ve kahve/ bir de aklım’ Rönesans’la son derece tanıdık olan gerçeklik dışı gerçekçilik ve gerçeklik sayılabilecek gerçek dışılık; gerçekliğin, gerçek sayılabilecek gerçek dışında, içinde çalışıyor. Ya Foucault okuyun ya da Selami Mete’nin klasik tarihçiliğinden kalkan ve deliliğin boyut ötesi alanlarına uzanan şiirlerini.’’ Lâle Müldür
|




































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.