İsyan, bireyselliğin başlangıcı, ilk adımıdır. İman ise, bireyselliğin kemale/ olgunluğa ermesi, bir yönüyle de topluma ışık olmasıdır. Başkasının ışığından bana ne, dememek lazım; çünkü onun ışığı, senin yolunu da aydınlatır.
“La ilahe illallah”
“La ilahe” (Hiçbir ilah yoktur.) Bu, bir nevi isyanı simgeler. “İlah-tanrı” gibi kabul edilen bütün beşeri oluşumlara bir isyandır. İnsan fani bir varlıktır, ölümlüdür. Öldükten sonraki hayatını karartan davranış ve inkâr eden her söze karşı “la” (hayır) der. Dünya hayatını, Rabbinin çizdiği doğru yola ilaveler yaparak fıtrat bozgunculuğu yapan davranış ve beşeri yapılanmalara karşı isyan etmesi, onun kemale doğru adım attığının da bir delilidir.
Örneğin; içinde çamur bulunan bir bardağa su ilave edilip içilirse, mideyi bozar, insanı hasta eder. Önce bardağın içindeki çamur iyice temizlendikten sonra, ardından temiz su bardağa doldurularak içilirse, sağlıklı bir su içilmiş olur.
“La ilahe”, hayatımızdaki bütün kirliliklere, kokuşmuşluklara, beşeri kutsallara (izmler, insan fıtratına aykırı gelen yasalar, yapılanmalar..) karşı bir isyan geliştirmeden, kişilik gelişemez ve iman kemale ermez (olgunlaşmaz).
Devamı: https://www.haber7.com/yazarlar/d-ali-tasci/3087513-isyan-olmadan-iman-olmaz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.