• İstanbul 16 °C
  • Ankara 20 °C

D. Ali Taşçı: Kelime

D. Ali Taşçı: Kelime
“Kuşlara benzer kelimeler, odana dolarlar bir akşam. Nereden gelirler bilinmez. Kâh çığlık çığlığadırlar, kâh sesleri işitilmez.

  Çiçeğe benzer kelimeler: Turuncu, erguvan, beyaz. Bir rüzgâr sürükler hepsini. Bulutlara güven olmaz.” (Bu Ülke, Cemil Meriç)

  Ortaokul ikinci sınıfta bir dersten ikmale kalmıştım. Zamanı gelince ikmal sınavına girdim ve sonucu heyecanla bekleyip durdum. Sınav sonuç listesinin asıldığını duyunca okula koştum ve sınav sonuç listesine hızla atan nabzımla bakmaya başladım. Adımı buldum ve tam karşısında “geçti” kelimesini görünce nasıl sevindiğimi anlatmaktan acizim.

 “Geçti” bir kelimeydi, fakat benim hayatımın odak noktasıydı; çünkü o sene sınıfımı geçemeseydim, okulu bırakıp “pastacı” olmaya doğru yürüyecektim.

  Hayatımızda kelimelerin çok derin izleri vardır. “Seni seviyorum.” cümlesi iki kelimeden oluşuyor, fakat içimizde akıp duran ırmağın yönünü değiştiriyor.

   Annemin, “evladım” diye bana seslenişinin yankısı, yıllar geçmesine rağmen hâlâ içimde akıp giden zamana meydan okumaktadır.

  Yavrumun ağzından ilk defa duyduğum “baba” kelimesi, beni, dünyada yaşayan insanların en mutlusu yapmıştı.

  Her kelime bir anlamın kutusu. Kutuyu açınca sırlar ortaya çıkmaktadır. Bazen kutunun içinden çok değerli bir hediye çıkmakta, bazen de içimizi delip geçen bir mermi gibi acılara gark etmektedir.

 Dünyamızı kelimelerle kurarız; tıpkı bir kuşun gagasıyla sanatkârane bir şekilde yuvasını örmesi gibi.

  Ali, evin reisidir ve çalışıyordur. Akşam eve geç kalmıştır. Evde hanımı ve çocukları, Ali’yi merakla sofra başında beklemektedir. Biraz sonra kapının zili çalar. Hanım bir hışımla ve sert bir yüzle kapıyı açar açmaz, kelimeleri kurşun gibi Ali’nin yüzüne boşaltır: “Bu saate kadar nerelerdesin, seni sorumsuz!”

  Ali, içinde renkten renge bürünen “turuncu, erguvan, beyaz” kelimelerinin bir anda simsiyah olduğunu görür ve dünyası kararır. Çoluk çocuk hasretiyle eve gelen Ali, “yaban” konumuna düşer ve dünyası yıkılır.

            Fakat kapıyı açan hanım, Ali’ye şöyle seslenseydi ne olurdu?

            “Ali, seni merak ettik ve hepimiz seni özledik!”

Devamı: https://www.haber7.com/yazarlar/d-ali-tasci/3264719-kelime

Bu haber toplam 270 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim