• İstanbul 16 °C
  • Ankara 23 °C

D. Mehmet Doğan: Hastahane önünde incir ağacı!

D. Mehmet Doğan: Hastahane önünde incir ağacı!
(Şehir ve hastahane 5)

Bir vesile ile “hastahane” tarihimize temas ettik. Ankaralı olmamız hasebiyle, şehrimizle ilgili müşahedelerimize dayanarak yazmaya çalıştık.

Orta çıkan sonuç: Türkiye’nin modern tıp alt yapısı Abdülhamid döneminde kuruldu!

Gureba hastahanelerinin ilki onun döneminde açılmadı, fakat devrinde Osmanlı coğrafyasının birçok merkezinde 90 kadar gureba hastahanesi açıldı. Bunlar “Hamidiye Gureba Hastahanesi” olarak adlandırıldı.

Şundan şüphe yok: İlk çocuk hastahanesini Sultan 2.Abdülhamid yaptırdı. 7 aylık kızı Hatice sultanın 1898’de difteri hastalığından ölümü üzerine bir etfal (çocuklar) hastanesi kurulması emrini verdi. Masraflarını kendi kesesinden karşıladı ve 5 Haziran 1899'da Hamidiye Etfal Hastanesi, böylece sağlık tarihimizdeki yerini aldı.

Etfal Hastahanesi Türkiye’nin ismi en çok duyulan hastahanelerindendir. “Etfal”in mânasını bilmeyiz, belki “tıfıl”ı biliriz. Etfal tıfıllar, yani çocuklar demek! Etfal Hastahanesi’nin ismindeki “Hamidiye” çıkarıldı, “Şişli Etfal Hastahanesi” denildi. Bazılarının Abdülhamid alerjisi hakikati gizlemek için gerekçe yapıldı. Hakikat şu ki, Abdülhamid’in sağlık tarihimizdeki yeri örtülecek, gizlenecek gibi değil!

Yazılarımız Atatürk kültçülerini çok rahatsız etti. Bunu çeşitli şekillerde ifade edenler oldu.

En başta Türkiye’nin modern sağlık altyapısının Abdülhamid döneminde kurulduğunu yazdığımız için, rahatsız oldular. Bunda asla hilaf yok, abartma yok! Hastahaneler, tıbbiye, aşı çalışmaları, salgın hastahaneleri…

Halbuki “modern” Türkiye’yi kuran kimdir? Atatürk! Öyleyse, sağlık sistemini de onun kurması gerekirdi! Zaten buna inandıkları için “Atatürk’ün sağlık devrimi” nev’inden yazılar yazdılar. Fakat bu inanç meselesi değildir, bilgi meselesidir ve hakikat ortadadır.

Asıl rahatsızlık şu hakikati yazmamız üzerine ortaya çıktı: Atatürk döneminde bir tek yeni hastahane açılmamıştır!

Sadece bu mu: Abdülhamid’in tıbbiyesine ikinci bir tıp fakültesi eklenememiştir.

Bir şey daha: 2. Mahmud döneminde fransızca/latince olarak başlatılan modern tıp tahsilinin 1860’larda Türkçeye dönüşmesinin üzerinden 70 yıl sonra tıp dilinin latinceleştirilmesi, hem de bunun dil devriminin en şiddetli olduğu günlerde, 1933’te yapılması...

Latince terminolojiye geçiş, dil devriminin asıl amacını da ortaya koymaktadır: İlim dili türkçe olmayacak! Çünkü temel bilimler fizik, kimya, biyoloji terminolojisi fransızca/latince olarak üniversitelerde okutulacak.

Bir zamanların YÖK başkanı, ki koyu Atatürkçü idi, “Türkçe ilim dili olamaz” dedi. O dedi, sonrakiler böyle demeden bu yolda devam ettiler.

Günümüzde tıp dili, doktorlarımızın dili uzun bir bahis… Burada bu konuya girmeyeceğiz, fakat daha önce birkaç defa yazdık. Tabiplerimiz günlük tıp dilinde dahi birçok yabancı kelime kullanmaktan kaçınmıyorlar. İzolasyondan filyasyona, pandemiye… birçok yabancı kelime son salgın dolayısıyla milletin kafasına vura vura kullanıldı. Diğer taraftan da türkçe arızalı tanı, bulaş gibi uydurma kelimeler kullanılarak bu sahada bir dil şuurunun, hatta hassasiyetinin olmadığı ortaya konuldu. Sağlıkçılara kalsa idi, bugün Şehir Hastahanesi denilen hastahanelerin adı ne olacaktı biliyor musunuz?

Entegre Sağlık Kampüsü!

Yapılan bir sağlık külliyesi idi! Belki her şehrin adı başa gelmek üzere Ankara Sağlık Külliyesi, Erzurum Sağlık Külliyesi… denilebilirdi. (Şehir Hastahanesi de güzel isim!)

Tıfıl atatürkçülerin itirazları!

“Tıfıl atatürkçü” dediğimiz çocukcağızlar, inkılâp tarihinden başka tarih bilgisi olmayan, o uydurmaları hakikatmişçesine benimseyenler. Biraz merakları olsa öğrenecekler. Biz “Atatürk devrinde bir tek hastahane açılmamıştır” deyince, “bizim orda Atatürk Sanatoryumu” veya “hastahanesi var” diye itiraz ettiler. Her adında Atatürk geçen kurumun onun tarafından yapıldığını sanıyorlar. Türkiye’de bildiğimiz kadarıyla bir hayli “Atatürk hastahanesi” var, yalnız Ankara’da iki tane var. Üçüncüsü de Gazi hastahanesi. Bu tıfıllar Atatürk denilmeden Gazi denildiğini bilmediklerinden bu isimde olanları öne süremiyorlar!

Bu haber toplam 1109 defa okunmuştur
  • Yorumlar 3
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim