Röportajlarda gençlere siyasal tercihleri soruluyordu.
Verilen cevaplarda ilk göze çarpan husus argümantasyon zayıflığı, yaman çelişkiler, klişeler ve anti-demokratik tutumlardı.
Günün sonunda bütün bunlar bir siyasal tercih ve herkesin tercihine saygı duymak zorundayız.
Diğer taraftan verilen cevaplar aynı zamanda kendisini aydın ve çağdaş zanneden bu gençlerin genel eğitim seviyesini de yansıtıyor.
Belki birçoğu Türkiye’nin prestijli lise ve okullarından mezun bu gençlerin entelektüel seviyelerindeki yetersizlik, tartışmamız ve üzerinde düşünmemiz gereken hususlardan bir tanesi.
Ama onun ötesinde verilen bazı cevaplar var ki hepimizin üzerinde uzun uzun düşünmesinin ötesinde acilen aksiyon alınması gerektiğine işaret ediyor.
Beni ve birçok insanı şoke eden cevaplarda bir genç, Kemal Kılıçdaroğlu seçimi kazanamazsa Türkiye’yi hemen terk edeceğinden bahsederken “Öyle bir Türkiye’de yaşamaktansa İtalya’da kaldırım taşı olmayı tercih ederim,”, bir diğeri ise affedersiniz “Norveç’te b*k olmayı tercih ederim.” diyordu.
Her ne kadar böyle radikal bir şekilde ifade edilmese bile bu söylem yeni değil. Türkiye’nin yaşamaya değer bir ülke olmadığı ile ilgili sosyal medyada uzun bir süredir devam eden bir propaganda mevcut.
“Yurt dışına kapağı atmak” ibaresinde kendisini bulan bu zihniyete göre yurt dışının taşı toprağı altından ve herkes kucaklarını açmış bu gençleri bekliyor.
Yurt dışında kısa bir süre yaşamış olanlar ise kazın ayağının öyle olmadığını hemen anlıyorlar. Zira tüm dünyada yabancı düşmanlığı ve ırkçılık yükselişe geçmiş durumda. Onun da ötesinde insanın yabancı olduğu bir toplumda yaşaması gerçekten zor bir iş. Diasporada hayat hiç de öyle anlatıldığı gibi kolay değil.
Devamı: https://www.dirilispostasi.com/makale/14938301/doc-dr-enes-bayrakli/tarlasi-surulen-gencligimiz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.