• İstanbul 16 °C
  • Ankara 13 °C

Doç.Dr. Mehmet Ağırman: İlim ve edep timsali Halil Günenç hoca

Doç.Dr. Mehmet Ağırman: İlim ve edep timsali Halil Günenç hoca
Çocukluğumun geçtiği 90’lı yıllarda babam bazı meseleler hakkında görüş almak için ahizeli telefonumuzla Halil Günenç Hocaefendi’yi arar ve ona bazı fetvalar sorardı.

 Meseleyi anlatıp fetvayı alınca keyfi yerine gelir, gönül rahatlığı ile o fetvaya uyardı. Artık tartışılan konu hakkında kendisinin bir tereddütü kalmadığı gibi, mahallelinin de itiraz hakkı kalmazdı. Ne de olsa o evimizdeki “Büyük Şafii İlmihali”nin müellifi olan büyük bir alimdi.

O kadar çok bu olaya şahit olmuştum ki, mahallemizin hocası gibi kendisini sever ve yakınlık hissederdim. Şafii fıkhı konusundan bir otorite olduğunu duyardım. Bildiğim kadarıyla Türkiye’de ilk Şafii ilmihalini de o yazmıştı. Belki de bu yüzden onunla irtibatlı olma hissi ruhumu teskin ederdi.

İlk görüşme

Zaman akıp geçti, üniversiteyi bitirip iş güç sahibi olduk. Görev yerimiz İstanbul’du artık. Evimi, iş yerime yakın olsun diye Başakşehir’de tutmuştum. Babam Başakşehir’i duyunca Halil Günenç Hocamızın da orada oturduğunu söyleyerek gidip onunla tanışmamı istedi, telefon numarasını verdi. Uzunca zamandır kendisini arayıp fetvalar almasına rağmen babam da daha önce kendisiyle yüz yüze tanışmamıştı

Telefonla arayıp kendisini ziyaret etmek istediğimi söyledim. Evine davet etti… İlk görüşmemizde dahi yıllardır birlikteymişiz, sürekli gidip geliyormuşuz hissi uyandırdı bende. Mütevazi evinde kendi getirdiği çayları ikram ederek sohbet ediyordu. Sohbetleri ya ilim ve kitaplar üzerine idi ya da sorduğumuz sorulara kaynakları ile birlikte fıkhi izahlar yapmak şeklindeydi.

Bir alimden ne istenirse, biz de onu görünce dilimizin bağı çözülür bir şeyler öğrenmek isterdik kendisinden. Ya namazdaki bir hususu, ya banka işlemleri ile ilgili kafamıza yatmayan bir konuyu, ya zekat meselesini… Hiç bıkmadan, yorgunluk göstermeden, tane tane kaynakları ile birlikte cevaplıyordu sorularımızı.

Evinin salonunun duvarları boydan boya kitaplarla doluydu. Okudu diyemeyeceğim, muhtemelen ezberlemişti bu kitapların çoğunu. Sorduğumuz bazı hususları cevaplarken “raftaki şu üçüncü kitabı getirir misin?” der, kitabı açar ve daha yeni okuyup kapattığı bir kitapmış gibi konuyu bulup oradan cevaplardı. Buna çok kez şahit olmuşumdur.

Devamı: https://irfandunyamiz.com/ilim-ve-edep-timsali-halil-gunenc-hoca-doc-dr-mehmet-agirman/

Bu haber toplam 90 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim