En azından bazı noktalarda, bazı kesimlerde. Çok iyi biliyordum ki olan biten net olarak anlatılmıyordu. Tarih de pek bize okutulduğu gibi değildi. Geçmişe dönüp "şu hatalı", "bu yanlış" diyecek halim de yok. Önemli olan bundan sonrasını doğru yönetmekti. Ancak dengeleri bilerek... Atatürk'ten sonraki CUMHURBAŞKANLIĞI seçimlerine bir bakın! İsmet Paşa dahil sancısız tek bir seçimimiz var mı? Silahların çekildiği, tehditle adaylıktan vazgeçirilenlerin olduğu, muhtıraların verildiği inanılmaz bir dengedir bu! Kişilere ve detaylara girmek istemiyorum... En son Erdoğan'ın KARŞISINA Ekmeleddin İhsanoğlu Bey çıkarıldı rakip olarak. Kim nasıl neden Ekmeleddin Bey üzerinde karar kıldı! Ya da Abdullah Gül Bey aday olacağını ilan edince ülke neden MUHTIRA ile darbenin eşiğine kadar geldi... Yaşar Büyükanıt Paşa'nın Abdullah Bey ile derdi neydi? Sorun neydi? Neden ülke aralıksız gerilim yaşamak zorunda bırakılıyordu. Tamam! Norveç değildik! Ancak bu kadarı da fazlaydı. Kim ne istiyordu bizden... Açalım... Ve konuyu CUMHURBAŞKANLIĞI seçimlerine getirelim... CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bir süre önce "Cumhurbaşkanı olmak istiyor musunuz?" yönündeki bir soruya "İttifak adına konuşamam ama ittifak da bunu kabul ederse bundan onur duyarım" cevabını verdi.
Devamı: https://www.takvim.com.tr/yazarlar/ergundiler/2022/01/27/gidiyor-gitmekte-olan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.