• İstanbul 19 °C
  • Ankara 13 °C

Gençlerin Nazarından Üstatlar ve Karantina Günlükleri V

Gençlerin Nazarından Üstatlar ve Karantina Günlükleri V
Karantina süreci bizim dönemimiz için bir ilk oldu. İlk kez bir hastalığın dünyayı ve ülkemizi nasıl tesiri altına aldığını gördük, süreçleri bizzat yaşadık.

Dolayısıyla bizzat şahidi olduğumuz bir süreçte Türkiye Yazarlar Birliği’nin – Karantina Günlükleri adlı projesinde yer almak hem evde kaldığımız günleri dolu dolu geçirmemize, hem de birbirinden kıymetli hocalarımızla tanışmamıza vesile oldu.

Fikir, sanat, düşünce, edebiyat, tarih, sinema gibi alanlarda mülakatlarımızı gerçekleştirirken çok değerli çalışmalara imza atmış birbirinden kıymetli üstatlarımızla iletişime geçtik. Bu süreç açıkçası beni ve projedeki diğer arkadaşlarımı gerçekten çok heyecanlandırdı. Heyecan duyduğumuz kadar zaman zaman bizi üzen haberlerle de karşı karşıya kaldığımızı ifade etmek isterim.

Mülakatlarımız sırasında Adalet Ağaoğlu’nu, Sabri Orman’ı ve Oruç Aruoba’yı kaybettik. Kendilerine Allah’tan rahmet diliyoruz. Eğer gerçekleştirebilseydik onlarla son mülakatları belki de bizler bu projemiz vasıtasıyla yapmış olacaktık, ancak maalesef kısmet olmadı. Medeniyetimizin düşünce, kültür, fikir ve sanat havzalarına büyük katkılar ve değerler sunmuş hocalarımızı, büyüklerimizi yitirmenin hüznünü yaşamak, içerisinde yer aldığımız projenin ne kadar kıymetli ve özel bir önemde olduğunu da gözler önüne sermektedir.

Hocalarımızla gerçekleştirdiğimiz mülakatlarımızı genel olarak yorumlamak ve hocalarımızın hassas oldukları noktalara dikkat çekmek gerekirse; teknoloji, dil, kültür, medya ve üretkenlik olarak başlıklandırabiliriz.

Teknoloji

Hocalarımızla yaptığımız mülakatların bazısında video konferans programlarını kullanamadık. Hocalarımız genelde Skype, Zoom gibi programlar ile mülakatı kabul etmeyerek elektronik posta üzerinden mülakatları gerçekleştirmek istemişlerdir.

Dil – Kültür

Hocalarımızın eski Türkçe’ye, dile ve kültüre verdikleri önem ve duydukları hassasiyet her mülakatta dikkatimi çekti. Bugün biz gençlerin maalesef yitirdiği çok fazla kavram ve kelime bulunmaktadır. Hocalarımız dili kullanırken aynı zamanda akıcı konuşma ve diksiyona da önem vermekte ve “hım”, “şey” gibi duraksamalardan kaçınmaktadırlar. Bu konuda ilginç bir anekdota yer vermek isterim. Bir hocamızla gerçekleştirdiğim mülakat esnasında, hocamıza mülakat sorularımızı yönelttiğim sırada hocamızdan bir istek geldi. Mülakat sırasında “hım”, “şey” gibi cümleler kurarsam ve mülakat sorularını yöneltirken diksiyon hatalarına düşersem hocamız mülakata devam etmeyeceğini ve bu yüzden bu hususlara önem göstererek mülakatımızı sürdürmemi talep etti. Mülakatı başarı ile tamamladığımızı ancak istek karşısında oldukça şaşırdığımı ve aynı zamanda da heyecanlandığımı bildirmek isterim.

Medya

Mülakatlarımızdan da anlaşılacağı üzere hocalarımız, korona sürecinden çok fazla etkilenmediklerini ifade etmişlerdir. Tarihte Kara Veba, İspanyol gribi gibi birçok salgın ile karşı karşıya kaldıklarını ifade ederek, bugün Kovid-19 küresel salgınının çok fazla ses getirmesinin sebebini medya araçlarının ileri seviyede gelişmiş olmasına bağlamaktadırlar. Hem geleneksel medyanın ilerlemesi hem de sosyal medyanın dünyayı adeta küresel bir köye dönüştürmesi sayesinde ülkeler arası iletişim hız kesmeden devam etmektedir.

Sosyal medyada gerçek haberlerin yanı sıra manipülasyonlarda çok hızlı bir şekilde bilgi akışına dâhil olmaktadır. Medya Kovid-19 salgını sürecinde insanları çok çabuk etkisi altına almakta ve maalesef bazen panik ortamı da yaratmaktadır. Medya araçlarının gelişmişliği olumlu bir yön olarak görülebileceği gibi kötü ya da art niyetlerle kullanılması ise olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir.

Gelenek ve Görenekler– Memleket Özlemi

Hocalarımızın gelenek ve göreneklere bağlı kaldıkları görülmektedir. Memleketlerine ayrı bir özlem ve sevgi duymaktadırlar. Kovid-19 sürecinde alınan önlemler kapsamındaki seyahat kısıtlaması, bazı hocalarımızı memleketlerinden ayrı bırakmış ve bu sürecin onlar için oldukça hüzünlü geçtiği anlaşılmıştır.

Yeni nesil olarak ifade edebileceğimiz günümüz kuşağı için gelenek ve göreneklerin etkisinin zaman geçtikçe azaldığı düşüncesi yapılan çalışmalarda da gözlenmektedir. Memleket sevgisinin yerini ise yaşamımızı sürdürdüğümüz, geçimimizi sağladığımız yer, yani içerisinde bulunduğumuz şehir almaya başlamıştır.

Ölüm Korkusu ve Üretkenlik

Hocalarımızın ölüm korkusundan kendilerini soyutlayarak vakitlerinin çok büyük bir bölümünü hâlen üretmeye ve araştırmaya vakfetmeleri dikkat çekicidir. Hocalarımız kitap çalışmalarını sürdürmekte ve bitirebilmek için en büyük azim ve istekle çalışmaya devam etmektedirler. Yaşlarından dolayı günde 5 – 6 saat uyuduklarını ve bu durumdan mutsuz olduklarını belirtmektedirler. Kendi yaş grubumuzla kıyaslandığında, bizim hem uyku için daha fazla zaman ayırdığımız hem de günlük çalışma sürelerimizin daha az olduğu gerçeği bence altı çizilmesi gereken önemli bir husus olarak göze çarpmaktadır.

Sokağa Çıkma Kısıtlaması – Sağlık Problemleri

Sokağa çıkma kısıtlaması hocalarımızda sağlık problemlerini de beraberinde getirmiştir. 75 yaş üstü hocalarımız, normal zamanlarda günde en azından yarım saat yürüyüş yaptıklarını ancak korona sürecinde evde kalmalarının hareketsizlikten kaynaklı olarak sağlıklarını olumsuz yönde etkilediğini belirtmişlerdir.

Mülakatlarımız sırasında gözlemlediğim hususları birkaç başlık altında ifade etmeye çalıştım. Gelecek nesiller bu mülakatları okuyarak Kovid-19 sürecinin gerçekleri ile yüzleşerek büyüklerimizi tanıma fırsatı bulacak hem de büyüklerimizin bu süreçteki tecrübelerini, önerilerini okuma, anlama ve anlamlandırma şansını yakalayacaklardır. Yaşanan her süreç aslında gelecekte yaşanacak süreçlerin başlangıç noktalarını da oluşturmaktadır. Dolayısıyla doğru anlamak, doğru yorumlamak ve geleceğe ışık tutabilmek oldukça önemlidir. Yaşantılar, tecrübeler sadece konuşulduğunda uçup gidecekken, mülakatlarımız sayesinde kalıcılığı sağlanacak ve covid-19 süreci asla unutulmayacaktır.

Bu anlamlı projeye imza atan Türkiye Yazarlar Birliği’ne, Kıymetli Hocam Sn. Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan’a ve projeye dâhil olmamı sağlayan Kıymetli Hocam Sn. Doç. Dr. Muhammed Enes KALA’ya ayrıca birlikte çalıştığım ekip arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.

Nice projelerde karşılaşmak ve nice güzel işlere birlikte imza atabilmek dileğiyle…

                                                                                   Öznur Selen KEMALOĞLU

Bu haber toplam 278 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim