1961’de dört ay gibi kısacık bir sürede imal edilen Devrim otomobili kuru gürültüde boğulmasaydı, işe o şevkle devam edilseydi, bugün yerli otomobil imalatında ve ihracatında Güney Kore’nin ilerisinde olabilirdik.
Devrim’den daha kaliteli ve daha emniyetli bir “Halk tipi Türk otomobili” üzerinde çalışan dönemin İstanbul Teknik Üniversitesi Motorlar Kürsüsü hocalarından Necmeddin Erbakan’a göre bu otomobilin seri imalatına 1965’te geçilebilirdi.
Ne yazık ki Devrim’le beraber genel olarak yerli otomobil davası da kuru gürültüde boğuldu.
Kuru gürültünün başını maliyet tartışması çekiyordu.
31 Ekim 1961’de bir basın toplantısı düzenleyen Ulaştırma Bakanı Orhan Mersinli’ye “Otomobilin prototip çalışmaları için harcanan 900 bin liradan fazla para için Devlet Plânlama Dairesinin fikri alınmış mıdır? Yahut Devlet Plânlama size bu konuda mutabakatını bildirmiş midir?” diye soruldu, hatta bir gazeteci Devlet Plânlama Dairesinin kuruluş gayelerini hatırlatıp “Her müessese bu şekilde hareket ederse ne olacaktır?” diye adeta azarladı Mersinli’yi. (Hürriyet, 1 Kasım 1961)
Mersinli, “dünya memleketlerinde araştırma ve tetkik için bütün müesseselerin bir fon ayırdıklarını”, “Devlet Plânlama Dairesinin kuruluşu ile araştırma ve geliştirme çalışmaları(nın) ayrı şeyler” olduğunu söylediyse de kâr etmedi, maliyet tartışması aldı başını gitti.
Devamı: https://www.karar.com/yazarlar/hakan-albayrak/devrimden-togga-1593509
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.