• İstanbul 16 °C
  • Ankara 21 °C

Hüseyin Akın: Arif Dülger'in Kalbe Açılan Kapıları

Hüseyin Akın: Arif Dülger'in Kalbe Açılan Kapıları
Arif Dülger, 80’li ve 90’lı yıllara damgasını vuran bir şair. Başta Aylık Dergi olmak üzere Kayıtlar, Kardelen, Özülke, Düş Çınarı, Bir Nokta ve Türk Dili gibi daha birçok dergide yazdı.

Şiir, deneme ve günlük alanında çok sayıda kitabı mevcut. Arif Dülger, sadece yazdığı şiirin üzerine kapaklanıp kalan şairlerden hiç değil. Kendi kuşağının yanı sıra kendinden önce ve sonraki kuşakların şiirlerine de dikkat kesilen, üzerine değerlendirmeler yazan bir şair. Bunun çok önemli olduğuna inanıyorum. Şair sadece şiirini yazıp kenara çekilmemeli, kendi şiirinin savunmasını düzyazıyla yapabildiği gibi başka şair ve edebiyatçıların yazdıklarıyla da eleştirel yaklaşımlarda bulunabilmelidir. Eleştiriden kastım objektif olumlu ve objektif olumsuzu ortaya koyabilme adaletidir. 

Şair Arif Dülger, farklı zamanlarda edebiyat ürünleri, kitaplar ve edebiyatçılar üzerine yazdıklarını “Kalbe Açılan Kapılar/Kitaplar” adıyla kitaplaştırdı. Kitabı okurken sanki bir zaman katarı gözlerimin önünden hızla geçip gitti. Kimler yok ki? Ahmet Kabaklı, Alaaddin Soykan, Ali Nar, Rıfkı Kaymaz, Vahap Akbaş, Bünyamin Durali, Cafer Turaç, Hanefi İspirli, Mürsel Sönmez, Süleyman Turan, Mustafa Özçelik, Hicabi Kırlangıç, Mehmet Kurtoğlu… eserleri, isimleri ve ürünleri üzerine yazılanlar arasında. Orhan Kuyu ismi şimdinin öykü okurlarında ne ifade eder bilmiyorum, ama 80 sonrası edebiyatta çok şeyler ifade etmekteydi. Bu fakirin 1997’de yayımlanan ilk kitabı “Sevmek, Karanfil ve Kiraz” ile ilgili ilk yazıyı yazan da Arif Dülger olmuştu. Kitapta bu yazıyı görmek beni ayrıca sevindirdi. Hele “Zaman Alevi”, “Dün Batımı” ve “Suya Giden Kadın” şiirlerinin altını çizmesi bana çoktandır unuttuğum bir mutluluğu hatırlattı. 
Kim ne derse desin, eski hüzünlüdür. Yazı yaşanan zaman kesitlerinin üzerine kimi zaman beyaz bir örtü örtüyor. Dün yaşayıp bugün aramızda olmayan şair ve yazarların ismini görünce geriye doğru uzayan uzaklıklara bakıp öylece kalakaldım. Vahap Akbaş, Ahmet Kabaklı, Alaaddin Soykan, Ali Nar… gibi kendileri gidip eserleri kalan isimlerin anıları canlandı gözlerimde. Adeta bir şarkıya dönüşmüş sevgi cümleleri geçmiş zamana uyarlı bir müziğe eşlik ediyor gibi. Aynı dönemde şiire birlikte başladığını söylediği Süleyman Çelik ile ilgili satırları tam da böyle: “Dolgun başaklar misali mütevazılığa evrilmiş yüzü tebessüm eder daima size. Şiir, gönül dilidir. Gönüllerden gönüllere bir penceredir.” “Numarasız sevdim” dediği rahmetli Vahap Akbaş’ı anlatırken de “Çünkü onun bir sevdası vardı, bir davası, bir ideali, bir hayali vardı bizi de peşinden sürükleyen, kendisine dünya-ahret yoldaş eden” taç cümlesini kurar. 
Nurettin Durman’a dair yazdığı yazısında Arif Dülger’in kurduğu her cümlenin tanığı olduğumu söylemeliyim. Şu ne güzel bir tanışıklıktır: “Yeni yetmelerin çiğliklerine göz yumdu hep. Karşılık beklemeden, sözü eğip bükmeden “sözbaşı” yaptı, sözü namus bilerek meydanların ortasında, yumrukları sıkılı bir vaziyette, zulme ve haksızlıklara göğsünü siper etmesini bildi; hayata küsmeden yaşamasını bildi.” 

“Derviş yürekli şair” diye takdim ettiği Mürsel Sönmez “Su Terazisi ve Dar Vakit Günleri” ile yer alıyor kitapta. Zor zamanda konuşanlar kategorisine dahil eder şair dostunu. 28 Şubat’ın karanlık günlerinde yazdığı denemelerle nasıl mukavemet kültürü geliştirmek için çaba sarf ettiğini hatırlatır. Arif Dülger’in satırlarına katılmamak mümkün mü? Bizler de şahidiz ki Mürsel Sönmez, hiçbir zaman ıssız yerde haksızlığa kızanlardan olmadı. Aksine, meydan ortaya çıktığında tam orta yerinden konuştu meydanın. 
Samimi ve sıcaktır Arif Dülger’in satırları. Kelimelerini ödünç almamıştır ne de olsa. Şairini kalbinden yakalar gibi şiirinden kavrar. Kitapta şahsiyetini ve şiirini kaynaştırarak anlattığı Hicabi Kırlangıç ile ilgili “Kendi kendini şiirinde tanımlayan bir şair” ifadesini kullanmakta mahzur görmez. Dülger’e göre Hicabi Kırlangıç “Dağlara karşı şarkı” söyleyen olduğu gibi gözlerini isyana boyayan bir şairdir. Bakın bir şair bir şairi şimdilerde pek rastlamadığımız bir içtenlikle nasıl anlatıyor:

Devamı: https://www.milligazete.com.tr/makale/arif-dulger-in-kalbe-acilan-kapilari-824439

Bu haber toplam 222 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim