• İstanbul 19 °C
  • Ankara 22 °C

Hüseyin Akın: Kârlı Sahtelik

Hüseyin Akın: Kârlı Sahtelik
Sahte bal, sahte hesap, sahte rakı, sahte kâr, sahte öğretmen derken geçtiğimiz günlerde doktorun da sahtesi yakayı ele verdi.

 Bir tür oyundu aslında onunkisi. Çocukluk hevesini kısa süreliğine de olsa yaşamaktan öteye geçtiğini sanmıyorum. Bu tür yalanların mumu ne de olsa yatsıyı bulmadan söner. Hikâyesi değişik olsa da sahteliklerden medet umanların ortak bir hedefi vardır: Kâr! 

Gerçek olanın maliyeti yüksek, ömrü uzun ve temini meşakkatlidir. Sahte olan, gerçek olandan rol çalarak onun şapkasını kullanır ve hiç emek sarf etmeden gerçeğin itibarını bozdura bozdura harcar. Gerçek olanda kâr ile zarar eşittir. Sahteyi pazara sunanların taş atıp kolları yorulmadığı için her durumu kâr kabul ederler. Sahte parayı kaybedenlerin cebinden hiçbir şey çıkmış olmadığı gibi sahte diplomayla yakalananların da emekleri boşa gitmiş olmaz. Kârın sahtesini piyasaya süren kişi soyut ya da somut bunu ne ile yaparsa yapsın sahtekârdır. Kârın bir had ve hududu olmalıdır. Sınırsız kâr, kişiyi dürüstlük sınırlarının dışına çıkmaya ikna eder. Kârın cazibesinin doğurduğu sarhoşluk, yapılan sahteliğin vicdani rahatsızlığını unutturuverir. 

Sahtelik sadece eşyada, nesnede ya da bir şeyin terkibinde olmaz, fikirlerde, duygu ve düşüncelerde, hatta öğreti ve dünya görüşlerinde bile bu sahtelik kendini gösterir. İnsan eli değmeyen bir sahtelik yoktur. Yapma ve düzmece bir özelliğe sahiptir sahte. Tarihten rol devşirip kendini halaskâr ve civanmert gösteren sahte kahramanları bu millet iyi bilir. Aslının yerini almak için varlığını ucuza satan şeylerin kendilerine fakir sofralarından nasıl bir saltanat kurduklarını biraz yakından bakınca görürsünüz. Adı bal ama tadı bal olmayan, rengi zeytin lakin tadı zeytine iftira olan, dilde demokrat işte, oluşta ve eylemde jakobenliği hayat biçimi haline getiren ne çok insan var çevremizde. Kâr üretme çiftliklerinde yetiştirdikleri sahteliklerle kendilerine uyduruk bir dünya kurmuşlardır. 

Taklit ile sahteyi birbirine karıştırmamak gerekir. Taklit, “onun gibi olma” heves ve iştiyakından ileri gelir. Taklit edilen, özenilen, dikkate alınan ve içten içe örnek edinilendir. Hiçbir orijinal söz ve eylemin aslında hiçbir yerde şubesi yoktur. Buna rağmen adım başı o isimle şubeler görürsünüz. Burada sahtelik değil taklit söz konusudur. Bir başka tabirle orijinali olan bir şeyin yeniden yorumlanmasıdır. Taklit, bir başka uyarıcıya hacet kalmaksızın kendisinin bir örnekten esinlendiğini alttan alta ifade eder. Tek derdi, bilenlerin yardımıyla bilinmeyene ulaşabilmektir. Bir tür analojidir bu. Sattığınız köftenin fiyatını yükseltmek, müşterisini çoğaltmak istiyorsanız lezzetini artırmak için uğramak yerine ünlenmiş bir köfteciyi taklit etmeniz yeterlidir. Yeter ki kârınıza sahtelik bulaşmasın. Yani taklidiniz sahte olmasın. 
Gözyaşının sahtesini gerçeğinden nasıl ayırt edersiniz?

Devamı: https://www.milligazete.com.tr/makale/krli-sahtelik-824133

Bu haber toplam 1130 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim