Bu kararla Türkçe baraj ders olacak ve 70 puan altında alan öğrenciler takdir ya da teşekkür alamayacaklar. İlk zamanlar bu karar, “Sınıf geçemeyecek” şeklinde anlaşılmış ve daha çok ilgi görmüştü. Bu tür yaptırımlar Türkçeyi düzgün kullanıp konuşmakta işe yarar mı? Belki bunu zaman gösterecektir, fakat benim bu konuda hâlâ çekincelerim var. Şöyle ki:
* Anadil ağızda, dilde ve damakta bir söyleme neşvesi uyandırmalıdır. Söylenen şeyle söyleyen dil et kemik misali birbirine yaslanmalıdır. Zira zora koşulan dilin neşvesi yoktur.
* Anadili sadece günlük hayatta kullanabilmek yeterli değildir, aynı zamanda onunla bilgi üretmek, bilim yapmak, sanat icra edebilmek, felsefi tecessüs oluşturmak da gerekir.
* Çocuklarımızın ve gençlerimizin yaşadığı bu cennet vatanda İngilizce, Almanca, Fransızca değil, Türkçe baskın ve hâkim dil olması, olabilmesi gerekir. Yabancı dil öğrenmenin ve bilmenin hâlâ tercih sebebi olduğu bir memlekette Türkçeyi hâkim dil kılmak kolay olmasa gerektir.
* Yüksek lisans ve doktora sınavlarında, işe alım şartnamelerinde, “Anadili düzgün kullanma ve konuşma yeterliliği” neden olmaz?
* İnternet ve sosyal medya dili Türkçenin bırakınız doğru ve özenli kullanılmasını olağan kullanımını bile sekteye uğratmaktadır. Dil jandarmalığı değil ama dil disiplini oluşturmaya ihtiyaç vardır.
* Gençlerin kelime dağarcıklarının ancak okuyarak, dinleyerek ve konuşarak zenginleşeceği gerçeğinden hareketle okullarımızda çok yönlü kültür hamlesi başlatılmalıdır.
* Test tekniğinden vazgeçilmeli, açık uçlu sınav tarzına geri dönülmelidir. Hayat bizi sınarken test yapmıyor açık uçlu sorular soruyor. Eğitim hayatla uyumlu yürümelidir.
* Kompozisyon dersleri geri gelmeli, öğrencilere yazı yazma becerisi kazandırılmalıdır. Gerçek anlamda anadili doğru kullanma sahasının yazı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü yazmak içerisinde düşünmeyi ve konuşmayı da barındıran bir eylemdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.