Amasya’ya varınca şükür ki, şehri sahiplenen yerli ve milli yerel tarihçi dostları bulduk ve ilk sözümüz şu oldu.
- “Azizim! Gözünü seveyim bize Amasya’nın tunç çağından, demir çağından, ortasından, sonundan, Romalılardan, Bizanslılardan, Haçlılardan bahsederek şehri tanıtmaya başlama.
Bak birlikte görüyoruz işte şehrin her tarafı Osmanlı ve Selçuklu eseriyle dolu, oradan başlayalım, bize lazım olan kendi tarihimiz.
Kendi tarihimizi hıfzetmeden, üzerinden bilmem kaç asır geçmiş kavimlerden söz etme. Hele dur, önce kendimiz olalım, kendimizi bir bilelim” dedim.
Özel rehberimiz sağ olsun, Amasya’nın geçmişini Danişmendlilerden başlayarak Cumhuriyete kadar olan kısmını hâlâ dimdik ve işlevli eserler üzerinden anlattı.
•
Efendim Amasya’nın adı, tarihi akışı içerisinde çok güzel unvanlarla anılmış. Onlardan birini yazının başlığına koyduk. “Medinetü’l-Hükema”. Türkçeyi Türkçeye tercüme edelim. “Akıl ve Hikmet Sahiplerinin Şehri” demek.
Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/huseyin-ozturk/medinetul-hukema-amasya-46400.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.