Seçim süreci boyunca adaylar vaatlerini söylediler, neler yapacaklarını anlattılar. Kimin söylediklerinin daha inandırıcı olduğunu bu turda göreceğiz.
Adaylar sadece vaatlerini söylemiyorlar konuşmalarında, yer yer birbirlerine bazı suçlamalarda da bulunuyorlar. Adayların birbirlerine yönelttikleri ithamlar seçim sath-i mailinde bir dereceye kadar da mazur ve hoş görülebilir hatta görmezden, duymazdan gelinebilir. Seçim dönemi geçince de söylenenlerin büyük bir kısmı unutulacak ve söylenildiği ile kalacaktır.
DEMOKRASİ TARİHİMİZİN YÜZ AKI
Ancak Kemal Kılıçdaroğlu’nun yukarıda izah etmeye çalıştığım hususlar dışında kimi söylemleri var ki kurumlarımıza, dolayısıyla ülkemize büyük zarar veriyor. Daha önce de birçok kurumu, suçlayıcı ve yıpratıcı bir dille kötülemişti. Meramımı 18 Mayıs 2023 günü yaptığı son basın açıklamasından bir örnek vererek açıklamaya çalışayım.
Bu söyleme göre, Yüksek Seçim Kurulu, oyların sayımında taraf tutan, yanlış sayarak bir tarafa avantaj sağlayan, vatandaşın oyunu yanlış tarafa kaydederek hakkını çalan, usulsüzlük ve haksızlık yapan bir kurum. O yüzden tüm sandıklarda beş müşahit görev almalı.(!)
Türk demokrasi tarihinin yüz akı bir olay varsa o da yapılan seçimlerdir. 1950 seçimlerinden bu yana yapılan tüm seçimlerle ilgili hiçbir zaman bu tip bir suçlamayı hak edecek bir olay vuku bulmamıştır. Kendi tutanaklarını kurdukları sisteme doğru dürüst aktarıp oyların dökümünü yapamayanların, bu işi büyük bir titizlikle yaptığı belli olan bir kurumu bu kadar açık bir şekilde zan altında bırakması ve suçlaması mazur görülecek bir durum değildir.
KURUMLARIN İTİBARI YOK SAYILAMAZ
Eğer Sayın Kılıçdaroğlu’nun YSK ile ilgili bir endişesi varsa, YSK sonuçları ile kendi sonuçları arasında anlamlı farklar bulunuyorsa, yapacağı işlem bellidir. Yetkili kurullara itiraz edilir ve tutanaklar yeniden gözden geçirilir, varsa maddi bir hata, düzeltilir. Bu işin kasıtlı yapıldığı düşünülüyorsa suç duyurusunda bulunulur ve suçluların cezalandırılması için takipçi olunur.
Ortaya somut bir belge ve bulgu koymadan YSK’yı suçlayarak yıpratmanın ve güveni sarsmanın, 28 Mayıs’taki seçimi de önümüzdeki sene yapılacak yerel seçimleri de idare edecek olan YSK’yı şüpheli duruma düşürmenin kimseye faydası olmayacaktır. Üstelik Türk demokrasinin bu kurumun sağlıklı çalışmasına en çok ihtiyacı olduğu bir dönemde böyle yapmanın izahı mümkün değildir.
Devamı: https://www.yenisafak.com/dusunce-gunlugu/kilicdaroglunun-verdigi-en-buyuk-zarar-4533382
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.