Hayatını kaybeden çocuklarımız-dan yüzüne kırk dikiş atılanına, köpek saldırısı yüzünden artık hayatına engelli şekilde devam etmek zorunda olanından günlerce yoğun bakımda hayat mücadelesi verenine kadar inanılmaz bir “köpek şiddeti galerisi” ile karşılaşacaksınız.
Hiçbir konuyu “düşük tansiyonda” ve “aklıselim” ile tartışmaya yanaşmayan güzel ülkemizde “sokak köpeklerinin ürettiği şiddet” konusunda da karpuz gibi ortamızdan ikiye bölündük. Sağlıklı bir sonuç elde edebilmek için sağlıklı bir tartışma yürütmemiz gerekiyor bu hususta ama asla böyle bir vasata, böyle bir zemine ilerleyemiyoruz.
Hâlbuki şuralarından konuşabiliriz bu meseleyi bence:
1. Sokak köpeklerinin, bilhassa bir araya geldiklerinde oluşturduğu tehlikeyi ancak “ölümcül” olarak nitelendirebiliriz.
2. Çocuklarımızın, yetişkinlerimizin, insanlarımızın hayat hakkını tehdit eden bu durum köpekleri öldürmeden, onların yaşam haklarını ellerinden almadan, onları yok etmeden bir çözüme kavuşturulabilir.
3. Sokak köpeklerinin oluşturduğu tehlike ile mücadele etmeye çalışan insanların bu mücadeleden elde etmek isteyecekleri bir “maddi karşılık” yoktur. Ancak, sanki Türkiye’deki bütün sokak köpeklerinin itlaf edilmesini savunanlar varmış gibi “sokak köpeklerinin yaşam hakkı” diye bir zırvayı dolaşıma sokak “mama lobisi”nin bu işten devasa bir kâr beklentisi, korkunç bir ekonomik çıkarı vardır.
4. İnsanı sevmeden, onun yaşam hakkına saygı duymadan, insanın güvenliğine dair bir tedbir almadan “hayvansever” olmak olsa olsa patolojik bir olgudur ve bu hususta ihtisas yapan doktorların konusudur. Devasa bir toplumsal soruna dönüşen “sokak köpekleri sorunu” bu patoloji ile uzlaşmaya çabalayarak çözülemez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.