Elbette döktük. Mustafa Kemal ve yoldaşları, Anadolu’nun baldırı çıplak, karnı aç, paltosu soğuk geçirir yorgun halkıyla, Yozgat’tan, Çankırı’dan, Erzurum’dan, daha bilmem nerelerden gelen yiğit adamlarla 30 Ağustos’ta “Yunan gavuru”nu hakkını vere vere, eze eze denize döktü hem de. Ona şüphe yok.
O halde niçin soruyorum bu soruyu değil mi? Niçin “düşmanı denize döktük mü cidden?” diyorum.
Boşnakların kurucu lideri Aliya İzetbegoviç’in “savaş yenildiğinizde değil, düşmana benzediğinizde kaybedilir” dediği yerden başlayabilirim bu sorunun cevabına. Ama burası biraz beklesin.
Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/ismail-kilicarslan/dusmani-denize-doktuk-mu-cidden-4641884
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.