Bu teşebbüs daha öncekilerine benzemiyordu çünkü aklını matruşkalar gibi kat kat devretmiş bir güruhla karşı karşıya kaldık. En büyük matruşkanın ipi ise okyanus ötesinde cambazların elindeydi. Onlar uzun yıllardır kukla oynatmakta mahir idiler. Sadece Türkiye’ye değil bütün İslam âlemine ayar çekeceklerdi. Ama olmadı, ümmete bayraktarlık yapmış bu necip millet zillete fırsat vermedi.
Türk milleti son 50 yıl içinde her 10 yılda bir darbelere maruz kaldı. Bu darbeler yüzünden çok canlar yandı, büyük sıkıntılar yaşandı. Her darbe devleti ve milleti 30 yıl geriye götürdü. Ancak darbelerin getirdiği acılar unutuldu. Milletimizin sözlü tarih geleneği güçlü ancak kayıt düşme, not etme ve sanata dönüştürme tarafı zayıftır. Halbuki darbelerle en kalıcı hesaplaşma sanat yoluyla olandır. Son 50 yıldır darbeler nedeniyle yaşadıklarımız sıkıntıların sanata yansıması yok denecek kadar azdır.
Oysa sanat toplumların hafızasıdır. Bir sosyal mesele sanatın gündemine girmezse ne kadar önemli olursa olsun 3 kuşak sonra efsane olur. Kahramanlar silikleşir, yer değiştirir. İyiler kötü, kötüler iyi olur. Çünkü “Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldür”. O yüzden önemli olaylar ve kahramanlar romanların, hikâyelerin, resimlerin, tiyatroların, filmlerin konusu olursa binlerce yıl sağlam kalır, gelecek nesillere ibret vesikaları rehberlik ederler.
Devamı: https://www.dirilispostasi.com/makale/7457854/israfil-kuralay/darbe-direnis-ozgurluk
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.