O bizi nereye sevk ederse oraya gidiyoruz. Gece gündüz, dere tepe düz gidiyoruz ama bir arpa boyu mesafe alamıyoruz. Yoruluyoruz, kafamız karışıyor. Bir sürü, hiç işimize yaramayan çöp topladığımızın farkında olmadan günlerimizi, aylarımızı geçiriyoruz. Durup düşünmekten, karar verip yeniden yola çıkmaktan korkuyoruz. Arada bir derin nefes alıp tefekkür etmek, ibret nazarıyla düşünmek bize yeni umut kapıları açacaktır. Fizikî başaramıyorsak bulunduğumuz yerden yola çıkmanın en kolay ve heyecanlı yolu, okumaktan ve yazmaktan geçiyor. Geçmişin hikâyeleri, ders almak için “ilaç” gibi gelir. Sevdiğiniz alandan tarihin izlerini sürmek, icat çıkarmak ve keşif yapmak gibi keyifli bir iştir. Geçmişle ve gelecekle köprüler kurar, onun üzerinden mutluluğa uzanırsınız.
Devamı: https://www.dirilispostasi.com/makale/9194861/israfil-kuralay/tarihin-evinde-oturanlar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.