İnsanlığı basit bir virüs olan koronaya teslim edenlere şapka çıkarmamak elde değil. Bu şeytanî aklın koronasından değil de, koronanın ardına saklanarak yapmakta olduklarından korkmak gerek. Gelin önce tabiat ve bedenlerimizin bir parçası olan ve son haftalarda ise hayatımızı istila eden kelimelere bir bakalım.
Yaşı müsait olanlar bilir ki, eskiden hastanelerde intânîye servisleri vardı. Şimdiki enfeksiyon servisleri yani. Kelimelerimiz Batılılaştıkça ne yazık ki biz de özümüzden, tarihimizden, ruhumuzdan dolayısıyla kendimizden kopuyoruz.
Türkçeyi tahrif etmek için “ömür tüketen Kemalistler, ‘sârî’ kelimesi yerine ‘bulaşıcı’ diye bir şey uydurdular. İçimize öylesine işledi ki, uydurukçaya ait olduğunu bile fark edemiyoruz. Mesela bevliyeyi ‘üroloji’ yapan tıpçılar, intaniyeyi de ‘enfeksiyon’a çevirdiler.
Fransızca ‘mikrop’ kelimesinin yerine biz ‘intânî’ kelimesini kullanırdık. Arapça kökenli gibi gözükse de Türkçe olup, ecdadın türettiği bir kelime…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.