Bir yeise kapılıyor, bir ümitvar oluyoruz. Hem de öyle “desinler” cinsinden değil bu kez; canyakan biçimde…
Giovanni Boccaccio, dünya hikâyeciliğinde bir ilk. Bu İtalyan Fransız karması yazar, Decameron Hikâyeleri’ni yazdığında Avrupa başta olmak üzere dünya büyük bir salgınla karşı karşıya idi. Veba insanlığı kasıp kavurmuş, o zaman da özellikle İtalya’da yüz binler, terk-i dünya eylemişti.
Ölüm aslında bir kurtuluştu. İnsanlar birbirlerine güvenmiyorlar; evlat, anadan babadan kaçıyordu. Yaşlılar, kimsesizler terk edilmiş, konu komşu birbirinden kaçar olmuştu. Hürmet, merhamet, sadakat, fedakârlık, vefakârlık, kanaatkârlık, ahlâk, diğergâmlık yerlerde sürünüyor; hilekârlık, rüşvet, kötü yönetim, adam kayırma, tamahkârlık, zenginlik soytarılığı, kilise yobazlığı ve baskısı her geçen gün artıyor, insanlık çok ama çok kötü bir sınav veriyordu.
Halk, maske, eldiven, hijyen, ayakta kalma, evden çıkamama, ölümü burnunda, ellerinde, ağzında, gözlerinde hissederken emlak pazarlamak için yeni görseller hazırlamak gibi…
Devamı: https://www.karar.com/karantina-gunlugu-1552569
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.