Doğrusunu söylemek gerekirse artık çok çalışarak başarı elde etme umudu giderek azalmaktadır.
Trump destekçilerinin Kongre binasını basıp dehşet saçarak kan akıtması hem uçurumun derinliğini hem de Amerika’daki parçalanmışlığı çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır. Kongre Baskını Amerikan tarihine kara bir gün olarak geçmekle kalmayacak aynı zamanda geleceğini de olumsuz etkileyecektir.
Baskından sonra ABD’de devam eden tartışmalara baktığımızda iki görüşün ön plana çıktığını görüyoruz. Birinci görüş, Kongre Baskınını ‘’geçici yaz bulutuna’’ benzeterek Amerika kurumlarının güçlü olduğunu ve dünyaya liderlik etmeye devam edeceğini söylüyor. İkinci görüş ise ‘’Amerika’yı yeniden büyüteceğini’’ vadeden Trump’ın Amerika’ya büyük bir darbe vurduğunu ve bu darbenin yıkıcı sonuçlarını uzun süre yaşamak zorunda kalacaklarını belirtiyorlar.
Ancak her iki görüşte Amerika’nın içine düştüğü durumun nedenini Trump’a bağlıyorlar. Hâlbuki Amerika’nın içine düştüğü durumun kökeni 11 Eylül saldırısından sonra Bush dönemi ile başlamış, Obama ile devam etmiş ve Trump ile artmıştır.
Amerika’nın Afganistan ve Irak’a saldırmasının mali yükü 2008’deki ekonomik krizi hızlandırmıştır. Ekonomik kriz ise, toplumda var olan iki temel problemi daha görünür kılmıştır. Birincisi, somut verilere dayanan hak ihlallerin neden olduğu sosyal bölünmedir. İkincisi, ekonomik yeteneklerini hızla kaybetmesidir. Buna karşılık rakibi Çin’in birkaç yıl içinde aradaki farkı kapatacağı hesaplanmaktadır.
Devamı: https://www.milatgazetesi.com/yazarlar/amerikan-ruyasi-kabusa-mi-donuyor-818/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.