Mesele şu: İnsan adına ömür denilen süreci maddi varlığını besleyip büyütmek için mi geçiriyor yoksa varlığının özüne ulaşıp kendinden geçerek başkalarına mı ulaşıyor?
Menfaat insanın yaşaması için faydalanması gereken hayati unsurların adıdır. Bu anlamıyla rızıklanmak, evlenmek ve kendine ait bir şeylere sahip olmak menfaat kavramı içerisine girer. Toplumsal ilişkiler menfaatle rayına oturur. Bir şey bir şeyin parçası ise varlığını biraz da ona borçlu demektir. Beslenmek için yiyip içmeye, yiyip içebilmek için rızık teminine, rızık temini için bir takım vasıta ve de vesilelere ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaçlar insicam içerisinde birbirini desteklediği sürece hayat devam eder. Tabiatta ve varlıkta itaatsizlik ve isyan sünnetullaha mugayir bir durumdur. İnsan soyunun devamı için cinsel bilince, bunun için de nasıl karşıt cinslerin ünsiyetine ihtiyaç varsa bu temayül ve mukareneti bozacak her sapma hayatî menfaatlerle çatışacaktır.
Menfaat meşru ve de kararınca faydalanmanın oranını ifade eder. Mutlak ve sınırsız menfaat peşinde koşmak dünyada var olmanın araçlarıyla amaçlarını birbirine karıştırmak olur. Her insan menfaate yaslıdır. Manevi dünyanın motivasyonlarını da bunun dışında tutamayız. Ahiret saadeti, ebedi mutluluk, azaptan kurtulmak gibi motive edici dinamiklerin insanın dini yaşantısındaki etkisi inkâr edilemez. Yunus Emre’ye izafe edilen, “İsteyene ver sen onu / Bana seni gerek seni” dediği yaratıcının rıza ve cemalini cennet nimetlerine tercih etme hâli insan doğasının ötesinde bir aşkınlık halidir. Zira Kur’an’da cennet tasvirlerinin okuyanın iştahını açacak biçimde yer alması insan menfaatini kışkırtmaya yönelik bir teşvik olsa gerektir. Istırap ve acıdan salim olmak da bin bir türlü lezzetle tanışmak kadar insanın faydalanmasına hitap eden hususlardır.
Devamı: https://www.milligazete.com.tr/makale/15103451/huseyin-akin/menfaat-bir-put-mudur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.