23 Ekim 2025
  • İstanbul19°C
  • Ankara16°C
  • İzmir18°C
  • Konya17°C
  • Sakarya19°C
  • Şanlıurfa24°C
  • Trabzon19°C
  • Gaziantep22°C

15 TEMMUZ’DAN 15 TEMMUZ’LARA YEDİĞİMİZ DARBELER

15 Temmuz darbe girişiminden sonraki ilk haftalarda Meram Tıp Fakültesi yanındaki caminin kürsüsüne çıkıp bir cuma vaazında FETÖ yapılanmasının özelliklerini bildiklerimden ve gözlemlerinden yola çıkarak on maddede anlatmaya çalışmıştım.

15 Temmuz’dan 15 Temmuz’lara yediğimiz darbeler

15 Temmuz 2021 Perşembe 14:21

Bir yıl sonra Diyanet İşleri Başkanlığı “Kendi dilinden FETÖ: örgütlü bir din istismarı” adıyla bir rapor yayınladı. Darbe girişiminin ilk haftalarında cami kürsüsünden anlattığım on maddenin de bu raporda yer bulması beni şaşırtmadı. Aslında benim gördüğümü toplumda birçok kimse de görüyordu. Fakat Diyanet İşleri de dahil olmak üzere konuşması gereken birçok kurum ve kişi susmayı tercih ediyordu.

FETÖ'nün hızlı ve hormonlu büyümesinin iki ana etkeni vardı: Himmete dayalı ekonomik büyüme ve bu amaca ulaşmak için bolca başvurulan din istismarı. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Biz istismara açık ve yatkın olduğumuz sürece bizi ve inançlarımızı istismar eden çok olur. Dün onlar, yarın başkaları…

Vahiy kaynaklı bir dinin istismarı için öncelikle onu gönderen Allah'ın istismar edilmesi ve bir Allah tasavvurunun uydurulması gerekiyordu. FETÖ başı da bunu yaptı. Yaptığı konuşmalarda Allah'ı cami kürsüsüne, Muhammed Mustafa'yı (sav) cemaatinin arasına getiriyordu. Haktan ona nida geliyor, Allah'ın planına muttali oluyor, semadakiler ve Resulullah ona iltifat ediyor, Allah o toplulukta tecelli ediyordu. Allah ona sırlar veriyor, onu yüce ve kutsi bir iş için seçiyordu. (Seçildiği kutsi işin ne olduğunu 15 Temmuz'da öğrendik. Onu bu kutsi işe seçenlerin kim olduğu da belliydi zaten.) Seçilmiş bu kişiyi üzen cehenneme gitmekten kurtulamazdı. (Onu üzenlerin başına neler geldiğini de biliyoruz artık: Muhsin Yazıcıoğlu, tahşiye gurubu, Recep Tayyip Erdoğan, Aziz Yıldırım, kamu görevlileri…)

Karşımızda Allah'la konuşan, peygamber ile görüşen, meleklerle ahbaplık eden, ulvi, manevi bir kimse vardı. Yanılmazdı, hata yapmazdı. Ona itiraz eden manevi bir cezaya maruz kalırdı. FETÖ başının peşine takılanlar onu dinledikleri kadar bir de Allah'ın kitabını dinleselerdi, okusalardı aldanmayacaklardı. Ezeli ve ebedi bilen Allah, toplumların başına gelecekleri de biliyor ve uyarıyordu: “Ey insanlar! Allah'ın vaadi gerçektir. O halde dünya hayatı sizi aldatmasın, çok aldatıcı (şeytan) da sizi Allah hakkında aldatmasın” (Fatır Suresi, 5)

Devamı: https://www.dunyabizim.com/15-temmuzdan-15-temmuzlara-yedigimiz-darbeler-makale,218.html

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.