22 Ekim 2025
  • İstanbul20°C
  • Ankara16°C
  • İzmir23°C
  • Konya19°C
  • Sakarya19°C
  • Şanlıurfa23°C
  • Trabzon17°C
  • Gaziantep20°C

2012 VE SAÇMALIKLAR SİLSİLESİ

M. Ali ABAKAY

Savaşlardan çıkan çocukların evleri yok ki bacalarından hediye atılsın...

Savaşlardan çıkan  boynu bükük çocukların gözyaşlarını silen olmadı, onlardan yana.

Onlar, sevimli palyaço haline getirdikleri efsanevî kişilikle kendilerini avutsun, bizi kendilerinden bilmesinler ve kendi efsanelerini bize anlatmasınlar.

Her senenin devrinde ortaya çıkıp, tüketme çılgınlığını yaşatarak, cebimizdeki paralara göz koymayı alışkanlık haline getirdiler.

Onlar, sevimsiz kişilikleri ile dünyayı alkolle tanıştırarak, kendi sermayelerine sermaye katmakta birçok yol görürken, biz sürücülere sarhoş hizmeti vererek, insanlık(!) vazifesi ile meşgulüz.

Her şeyin mubah gösterilmek istendiği ortamda, gençleri eğlenceye teşvik edenleri kabul etmiyoruz.

Onlar, sıradan bir gün olan  yılbaşı efsanesini içi boş balonu şişirerek evrensel kılıfa büründürüp, "Vurun abalıya" hikâyesinden vazgeçmezler.

Başını sokacak barkı olmayan, sıcak aşa hasret çeken insanlardan habersiz olanlar...

Gırtlağına kadar borca batırılmış, tüketim çılgınlığının kurbanı olanlara şans kapılarını açarak, onları piyango yalanıyla aylarca hayaller ülkesinde gezdirenleri, ertesi gün iflasların, boşanmaların, intiharların müsebbibi olarak görmek bir suç teşkil etmiyor, artık.

Kahvaltı sofralarının maliyeti yüz lirayı bulan ailelerin mutlu pozlarına karşılık, zeytini çaya ve ekmeğe katık yapamayanların hüznünü fotoğraflamaktan uzak olanların bizim halimizden anlamadığı muhakkaktır.

İnsanın en önemli sermayesi olan hayatından yirmi dört saati çalıp, "Happy nev year '!...." saçmalığına kurban edenlerin bilinç altlarında yatan anlayışı telin etme, lanetleme hakkından kimse bizi soyutlayamaz.

Kimse bu demokratik hakkımızı engellemeye kalkışamaz, onların yaptığı mübah bizim düşüncemizi ifade etmemiz suç teşkil edemez.

Bir senenin son gününde hayatı felce uğratanlardan davacıyız, davacı olmaya devam edeceğiz.

Onlar, kendi yaşantılarında özgür ise biz de bunu anlayışla karşılıyoruz, gönlümüzden geçmese bile. Ortak yaşama alanlarında herkesin istediği şekilde düşünme ve toplumu rahatsız etmeme ilkesi gereğince senenin son gecesini onlar gibi geçirmeme özgürlüğümüzü ifade etmek istiyoruz.

Çılgınlıkların insan düşüncesini aşan tavırları, artık bayatlamış biçimdedir.

Barışı, özgürlüğü, huzuru, kardeşliği üçyüzaltmışbeş gün altı saat'ten oluşan ve güneşin kendi dönencesini tamamlayan seferinden bir şeyler ummak, saçmalığın kendisidir.

İnsana, insanlığa yaşamı haram eden her anlayışın üstesinden gelmek varken, bunun canlılığını sağlamak elimizde iken," Bu yıl kötü geçti, yeni yıl huzurlu geçsin, barış getirsin" saçmalığıyla uğraşmak, bir kandırmacanın artık kılıfa girmeyecek biçimdir.

Biz, yeni yılları çok gördük, hiçbir sene istediğimiz gerçekleşmedi.

Ne dinen gözyaşı oldu, ne huzur geldi.

Ne insanlar ölümden döndü ne annelerin gözyaşları dindi.

İnsanlığı açlığa imtihan eden ve göz göre göre açlığa terk eden anlayış, hangi aç mideleri ekmekle tanıştırdı?

Hangi kolu kanadı kırık insana yardım eli uzatıldı, hangi ülkenin insanına insanî yardımlar gereği gibi sunuldu?

Yeni yılda mutluluklar dilemenin adı, "Bu sene de aynı sıkıntıları çekeceksiniz, biz daha da zenginleşeceğiz" deme değil de nedir?

Televizyon ekranlarından evlere akan yeni yıl kirliliğine, gazetelerdeki haberlere ve eklerinde yer alan bilgi mülevvesliğine inanmak, kanmak insanın kendisini aptal yerine koyması manasını taşır.

İnsanlar aç ve perişanken, kendilerine mükemmel sofralar hazırlayanlar, dünyaya kirli midelerini doldurup mutfak ve tuvalet arasında med-cezirler yaşamak için geldiğini mi zannediyor?

Tat almak ve çok yeme aşkına milyonlarca yemek tarifini utanmadan kitaplaştıranlar, tam takır olan mutfaklarda hangi malzemelerin olduğunu bilmez mi?

İşin en acı tarafı, bunu bile bile insanlığın kabul etmesi ya da bunu kabule zorlanmasıdır.

Kimse benim geride bıraktığım acılarla, kederlerle dolu üçyüzaltmışbeş gün ve altı saatten ibaret olan senemden sonra gelecek acılara gebe yeni seneyi kutlama, tebrik ve bilumum hususlarda  bana başarılar dilemesin, mesaj atmasın.

Noel Babamız yok, olmadı, olmayacak...

Kendilerine babalar icat edenler, sefasını sürsün, çocukları kandırmaya devam etsin.

Bizim sığındığımız limanımızda istediğimiz yardım, dualarımızın kabul edilmesidir.

Biz, efsanevî yalanlara gerçek kılıfını giydirten anlayışı kabul etmiyoruz.

Biz,  önce insanlığa saygıyı, önce erdeme saygıyı esas tutuyoruz.

Biz, soframızda açların olduğu düşüncesiyle çeşit çeşit yemeğe esir olmadık, yaşamak için yiyeceği esas tutuyoruz. Aç olanlar varken tok bir yaşamdan yana olmak, insanlığa hakarettir.

Biz, her yumuşak döşeğe uzanıp başımızı yastığa bırakınca evsiz olanları düşlüyoruz. Bizim bu halde bile rahatımızı bozma anlayışımız, yarın bu nimetten yoksun olanların bizden hesap soracağı üzerinedir.  

Biz, insanlığın alkolle tanıştırılmasını bir tuzak olarak görmekteyiz, her şeyi serbest hale getiren anlayışın, insanlığa ve erdeme saygı duymadığından tarafız.

Yıkımların, açlığın, savaşların, çaresizliğin, yoksulluğun, kimsesizliğin damgasını vurduğu 2011'de her şeyi toz pembe gösteren her anlayışın, 2012'de de egemen olacağından yana eminiz.

Biz, insanlığa ve erdeme saygıya davet edenler olarak, adı ne bırakılırsa bırakılsın, yeni yıl saçmalığını reddediyoruz, insanları yeni yıl kutlamalarına çağıran, teşvik eden, onları buna itmeye çalışan herkesi sevme gibi bir mecburiyete (!) zorlanamayacağımızı dile getirmek istiyoruz.

Bizim Noel Baba saçmalığına karşı duruşumuz bu, tavrımız bu, anlayışımız bu.

Edebiyat Dostları'ndan isteğimiz, bunca acının, kederin, gamın, sıkıntının, üzüntünün, yokluğun, yoksunluğun, çaresizliğin olduğu ortamda dünya kan ağlarken, yaralar sarılmazken, açlıkla, hastalıkla uğraşan varken, derdine derman bulamayanlar bulunurken, rengi dili dini inanışı ne olursa olsun, yedi iklim dört bucakta yaşayan insanlık halinden mutlu olmaz iken, insanlığa "Noel Baba" adı altında dayatılan, çocuklarımızı   efsane şahsa bağlayan, kendi babası dururken ikinci baba(!) kucağına itilen, hediye eşya sektörünü yaşatan, eğlence âlemlerini zengin kılan, içki üreticilerini ve sektörünü palazlandıran, insanı düşünmeden yoksun bırakan, insanlığı gerçek yaşamdan kopartan, onları çalışmadan zengin olma hayalleri ile aldatan, acıların dinmesi gerekirken, yoklukla iç içe olanlara efsunlu dünyaların olduğu hayalini kurdurtan YILBAŞI SENDROMU'na karşı uyarma,   İnsanlığa ve Erdeme saygı duymamızın gereğidir.

YILBAŞI'nı ve onunla bağlantılı olan her şeyi protesto hakkımı kullanıyorum. Bu protestoma saygı duymayanları da saygıyla karşıladığımı belirtmek istiyorum. Saygılarımla

31.12.2011 
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.